Anlaşılan Antalya daha uzun süre tartışılacak. Ve özellikle jüri kararları en olumsuz Antalya anılarımız arasında yer alacak. Böylesine çok iyi filmin ve çabanın varolduğu bir festivalde birçoğunun tümüyle unutulmuş olmasını kabullenmek kolay değil. Üstelik bu durum, kazananların ödüllerinin de değerini azaltıyor. Örneğin Üç Maymun'u yeniden izlerken, hem anlatımına, hem de oyun düzeyine bir kez daha hayran kaldım. Hatice Aslan'ın olağanüstü biçimde canlandırdığı 'meşum kadın' kimliği, aslında Nurgül Yeşilçay'ın aynı kişiliğe getirdiği yorumla nasıl hem örtüşüyor, hem ondan ayrılıyor... Benzer kimliklere dayalı bu iki üstün performansı birlikte onurlandırmak ne zarif olurdu! Filmdeki diğer oyunculuklar da çok iyi doğrusu. Kuşkusuz Hayat Var, Süt veya Pandora'nın Kutusu karşımıza geldiğinde de benzer şeyler düşüneceğiz. Yabancı yıldızlara gelince... Gerçekten de Cannes veya Venedik atmosferi yaşandı. Onların gelişini ve eğlendikleri en çok 200-300 kişilik partileri küçümsememek gerek. Çünkü Türkiye, Hollywood'da ciddi ve sadık dostlar kazandı. Ve tüm o görüntülerin, anıların ve resimlerin yansıdığı dünya medyasında büyük tanıtım sağladı. Kevin Spacey dedikoduları da bunun bir parçası. Spacey, eşcinselliğini yıllar önce kabul edip kamuoyuna dürüstçe itiraf etmişti. İster misiniz, gerçekten de genç bir Türk oyuncusuna abayı yakmış olsun? Ne yapalım, bu şov dünyası böyle. İçine girince, her şeye katlanacaksınız: çağdaşlık gereği! Yeter ki delikanlılarımız sıkı dursun...
Yayın tarihi: 29 Kasım 2008, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/29/ct/haber,2E677A017AD9479EA34A5E3DE86B8087.html Tüm hakları saklıdır.