İLİŞKİLİ HABERLER
Görkemli bir teknolojik masal
Görkemli bir teknolojik masal
Hellboy dönüyor. 1994 yılından itibaren yayımlanmaya başlayan Mike Mignola imzalı bu çizgi romanın ilk filmi, 2004 yılında karşımıza gelmişti. Meraklılarınca uzun zamandır beklenen devam filmi, işte karşımızda.
Hemen söyleyelim: İlk Hellboy'un başarısını aşan, hatta katlayan bir film bu. Ve türünde bir zirve.
İlk filmde tanıştığımız o son derece garip kahraman, 'Kızıl' lakaplı ve alabildiğine çirkin, yapılı bedeninin üzerinde berbat bir surat ve inanılmaz gücünün ardında da altından bir yürek taşıyan bu 'canavar', aslında filmdeki birçok ucubeden biri. Normal insanlar da var, ama az; çoğu da figüran rolünde. Kahramanlarımız, 'Kızıl'dan gayri istediği zaman mavi alevler püskürten 'pirokinetik' güzel Liz (aynı zamanda Kızıl'ın büyük aşkı), bakanlığın Paranormal Araştırmalar ve Savunma bürosunun bilimsel yardımcısı, yüzünü bir maskenin ardına saklamışa benzeyen Abe Sapien, yine mekanik bir canavarı andıran Mr. Wink...
Hikayeye filmin başında anlatılan bir masaldan çıkarak dahil olan Elf'ler (Yüzüklerin Efendisi'nden mi ödünç alınma, bilmiyorum!), onların yaşlı kralı ve onun ikiz çocukları prens Nuada ve ve prenses Nuala...
Yüzyıllar önce insanlarla savaşmış ve onları yenmek için bir 'altından ordu' kurmuş olan Elf'ler, kralları Balor'ın isteğiyle barış yapmışlar ve o altından atlılar da çoktan yeraltına gömülmüştür. Ama hırslı prens Nuada'nın öz babasını öldürerek başlattığı savaş, eski kinler ve hırslarla birlikte altından silahşorları da yerin altından diriltip çıkaracaktır.
Hellboy 2, kahramanları ve o kendine özgü dünyayı ilk filmden hatırladığımızı varsayarak, hiçbir 'uvertür' yapmıyor, hikâyeye deyim yerindeyse pat diye dalıyor.
Dolayısıyla, birden şaşırıyor ve bu alabildiğine teknolojik çocuk masalına hemen giremiyorsunuz. Ama yanılmayın: Film bu handikapı kısa zamanda yeniyor. Ve karşımıza tam bir sinema harikası olarak çıkıyor. Hemen her sahnesinde birçok karmaşık özel efekte başvuran ve hepsini de çok iyi gerçekleştiren yüksek teknik düzeyiyle... Ve de içerdiği o coşkulu, bir şelale gibi akan esin bolluğu ve hayalgücü zenginliğiyle... Gerçi popüler bir çizgiromanın malzemesi bu. Ama bunu sinema denen üç boyutlu, dramatik ve geniş soluklu sanatın da bir zirvesi haline getirmek büyük yetenek ister. Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro işte tam bu yetenek. Onu Cannes 1994'de Kronos adlı filmiyle keşfettiğimizi hatırlıyorum. Ardından hep iyi işler geldi: Mimic, Blade II, Pan'ın Labirenti, Hellboy. Ve şimdi de bu. Sinema dergisinin yazdığı gibi 'kariyeri boyunca yaratıklar, canavarlar, hayaletler ve ucubelerle ilgili filmler çeken, bu dünyaya ait çizgi romanları, hikâyeleri okuyarak zaman geçirmiş bir adam'... Bu dünyayı hep sevmiş ve yakından izlemiş.
Belki artık bu alanın en iyi temsilcisi...
Böylece, yönetmenin gözdeleri olan Ron Perlman, Selma Blair, Doug Jones, Jeffrey Tambor gibi oyuncuları yine bulacak, kimi yeni karakterler ve oyuncularla tanışacak ve film boyunca, bir çocuk gibi yerinizde duramayacaksınız. Ve bazı sahneler de artık kişisel ve de ortak sinemasever belleğimize çıkmamacasına yerleşecek: Troll Market'e açılan o ilk genel plan, çeşitli yaratıklarla dövüş sahneleri, kumların içinden çıkıp şekillenen canavar sahnesi. Ve elbette o görkemli final: Altın adamların dirilişi, iç içe dönen dev çarklar üzerindeki savaş ve de zafer... Bir sinemasever daha ne ister?
HELLBOY 2: ALTIN ORDU * * * *
(Hellboy 2: The Golden Army)
Yönetim ve senaryo: Guillermo del Toro
Görüntü: Guillermo Navarro Müzik: Danny Elfman
Oyuncular: Ron Perlman, Selma Blair, Doug Jones, Luke Goss, Anna Walton, Jeffrey Tambor, John Hurt.
Amerikan-Alman ortak yapımı.
İLİŞKİLİ HABERLER
Görkemli bir teknolojik masal
Yayın tarihi: 27 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/27/ct/haber,8E92A5981F1F4D188C5D8100E79C9743.html
Tüm hakları saklıdır.