Giriş Saati : 25.11.2008 16:20 Güncelleme : 25.11.2008 23:09
CHP Genel Başkanı Baykal, çarşaflı katılımlarla ilgili olarak yapılan tartışmalar için, CHP'nin derdinin örtüyle olmadığını belirtirken, CHP'nin yaptığı girişimin insani, ahlaki ve sosyal demokrasinin ilkeleriyle bağdaştığını söyledi.
Türkiye'de laikliğe karşı tehdit bulunduğunu belirten Baykal, "Tehdit, o masum o gelenek dolayısıyla, Erzurum'da Horasan'da doğup, İstanbul'a geldiği için ailesinin geleneği olarak çarşaf kullanan insanın kafasının içinde değil. O tehdit o kravatlı insanların kafasında beyninde" diye konuştu.
Baykal, partisinin Grup toplantısında konuştu. CHP grubunun başında gerçekleştirilen törende Ümraniye Taşdelen'in Anavatan Partili Belediye Başkanı Hüseyin Sipahi, Antakya Güzelburç'un DP'li Başkanı Behçet Çağıtoğlu, İskenderun'a bağlı Akçalı'nın DP'li Belediye Başkanı Ali Sabahoğlu, Ankara Temelli'nin AK Parti'li Belediye Başkanı Alaaddin Türkoğlu, Uşak Eşme'nin DSP'li Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım ile halk ozanı Arif Sağ ve eski bakanlardan Ercan Karakaş CHP'ye katıldı. Baykal, katılanlara teşekkür ederken, Türkiye'nin CHP etrafında birleştiğini söyledi.
Konuşmasında ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Baykal, küresel kriz nedeniyle ABD, Rusya ve Çin başta olmak üzere bütün ülkelerin önlem paketleri açıkladığını belirtirken, AK Parti Hükümeti'nin bu konuya kayıtsız kalmasını eleştirdi.
Baykal, grup konuşmasında terör konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Güneydoğu'dan gelen bir heyeti kabul ettikten sonra yaptığı, "Ben burada sizlere söylemeyeceğim bazı şeyleri de düşünüyorum. Sizlerin de düşündüğünüz bazı şeyleri söyleyemediğini biliyorum, ona da hak veriyorum" açıklamaya tepki gösteren Baykal, şunları söyledi:
"Konuşan Cumhurbaşkanı. Dilimin altında bakla var, çıkaramıyorum, diyor. Türkiye'de Cumhurbaşkanının söylemekten korkacağı hangi düşünce olabilir? Eğer bir Cumhurbaşkanı bazı düşüncelerini söylemekten korkuyorsa, anayasaya, kanunlara aykırı olur, ben öyle bir cumhurbaşkanlığı yapacağım ki bir süre sonra bunlar da konuşulabilir olacak. Cumhurbaşkanlığında takiyye olur mu? Türkiye terörle mücadele edecek, Cumhurbaşkanı bu konuda düşüncelerini söyleyemediğini ifade edecek." "ÖCALAN'A TECRİT KALKIYOR"
Baykal şöyle devam etti: "İmralı'da Öcalan'ın statüsünün değiştirileceği anlaşılıyor. Hükümetin bu konudaki tavrı hayal kırıklığı yaratmıştır. Bir hükümet İnfaz Yasası'nda değişiklik yapma ihtiyacı hissettiyse utanmadan, çekinmeden neyi niçin yapacağını açıkça söyleyebilmelidir. Adalet Bakanı, oradaki kamu görevlilerinin bir kısmı barakada kalıyor, onlara konut yapılacak, inşaat ihalesine çıkarken 6 hükümle kalsın diye yeni hükümlü için de yeri bu vesileyle yapıverelim, diyor. Devletin, bakanların ciddi olması lazım. Bu laflarla kimi aldatacaksınız? Tecrite son vermenin altyapısını hazırlıyor. Ne ezik ezik konuşuyorsun? Buraya hükümetin kendi takdiriyle mi geldik? Tavır değişikliğnin altında Anadolu'nun dört bir köşesinde sergilenen eylemler yatıyor. Hükümet, PKK'nin yönlendirdiği kitlesel eylemleri görerek anlayışını değiştirme konumuna gelmiştir. "PKK İLE MÜZAKEREYE BAŞLANDI"
PKK ile müzakere: PKK, hükümeti Öcalan'ın konumuyla ilgili olarak bir tavır değişikliği noktasına sürüklemeyi başarmıştır. Terörle uzlaşma da yanlış, çek git demesi de yanlıştır, pompalı kullanılabilir, demesi de yanlış. O sözler belki de terörle yeni bir uzlaşma arayıışını belki de kamufle etmek için söylenen sözlermiş. Yeni bir teslimiyet aşamasına geldi iktidar Adalet Bakanı, bizim düşündüğümüz şöyleri söylerse bakarız, diyor. Türkiye, terörle masaya oturmuş oluyor. Adalet Bakanı teklifini yaptı, inşaatı yapacağız, başka hükümlü de getireceğiz, sonra sana bakacağız, sen şöyle davranırsan biz de bazı imkanlar verceğiz... Bu müzakere süreci başlayınca sen terör yapanlara şu umudu ve cesareti veriyorsun, devam...Gel el sıkışalım, sen beni konuştur, konuştuğum zaman bomba, terör olmaz, biz davamızdan vazgeçtik, diyeceğini mi zannediyorsun...? Terörle uzlaşma, terörle müzakere anlayışı var bunların altında. Saflık var, eğer bilinçli değilse. Türkiye, PKK ile müzakere teklifini yapmıştır." LAİK KÜLTÜR KENDİNİ SINIYOR
Baykal, partisine olan çarşaflı katılımlarla ilgili olarak tartışmaları da değerlendirdi. Partiye katılanlar arasında sadece dört yurttaşın kara çarşaflı olduğunu hatırlatan Baykal, "Türban tamam da, çarşaflı olmasaydı" şeklindeki eleştirilere de yanıt verdi. Baykal, "Sıra çarşaflıya geldiği zaman "Hanımefendi size ben CHP rozetini takamam, kusura bakmayın, kıyafetinizi değiştirin öyle gelin' deseydim asıl o zaman ben demokrasiye inanmayan , sosyal demokrasiyi içine sindirememiş ve insani duygulardan kopmuş birisi haline dönüştüğümü hissederdim" dedi. Baykal, şunları söyledi:
"Bu sıradan insani, ahlaki olay birdenbire siyasi bir tartışmayı tetikledi. İyi ki de tetikledi. Bu memleketin kadınlarının yüzde 70'i örtülüdür. Önemli bir kısmı yemeni, yazma, başörtülüdür, bir kısmı türbanlıdır, çok az da çarşaflı var. CHP örtüyle mi kavgalı, örtü bizim hasmımız, düşmanımız mı? Daha 1993 yılında Bosna'da Müslüman kadınlara zulmedildiğini öğrendiğim zaman yanıma oyalı yazmaları, yaşmakları alarak oraya koştum. Onlara etnik temizlik kampanyası çerçevesinde tecavüz edildiğini öğrendiğim zaman, onları mahcubiyetten kurtarmak için, onların kirletilemeyeceğini o beyaz yaşmakla ifade etmek için oraya koştum. Biz yemeniye, yaşmağa düşman değiliz, Önemli olan onu kim, ne için kullanıyor? Arkadaşlarım nasıl buraya kravat takıp geliyorsa, onlar da o hayatın gereği olarak öyle giyiniyor. Onların ezici bir çoğunluğunun ne devletle, ne Cumhuriyetle, ne Atatürk'le bir problemi var. Türbanlılar arasında da devletle, Atatürk'le problemi olmayanlar var. "Kıyafetini değiştir gel, elini sıkmam mı diyeceğim' Ayıp değil mi?"
CHP'nin derdinin örtüyle olmadığının altını çizen Baykal, CHP'nin yaptığı girişimin insani, ahlaki ve sosyal demokrasinin ilkeleriyle bağdaştığını söyledi. Son katılımların hiçbir şekilde laikliğe ters düşmediğini vurgulayan Baykal, şunları söyledi:
"Türkiye şunu gördü, hepimizin şu tartışmayı yaptık. Laiklik nedir? Demokrasi nedir? Özgürlük nedir? Bunu tartışma durumunda kaldık. Sorguluyoruz. Bizim üzerimizden herkes kendi kafasındaki prensipleri sorguluyor. CHP yapmış olduğu, insanidir, ahlakidir, sosyal demokrasi ilkeleriyle bağdaşır, hiçbir şekilde laikliğe ters düşmez. Bizim laiklik konusunda çok sağlam tezlerimiz var. Tehdit, o masum o gelenek dolayısıyla, Erzurum'da Horasan'da doğup, İstanbul'a geldiği için ailesinin geleneği olarak çarşaf kullanan insanın kafasının içinde değil. O tehdit o kravatlı insanların kafasında beyninde."