'Issız Adam' filmindeki Alper misali, bazı erkekler 'iyi bir eş', 'annelik', 'hayat boyu beraberlik' kelimelerini duydular mı kaçacak delik arıyorlar... Aslında beraber oldukları kadının bu sözleri söylemesine bile gerek yok. İlişkide yakınlaşmanın arttığını hissettikleri anda korkuları devreye giriyor ve sabotaja başlıyorlar. Hasan Pulur'un yazdığı gibi, "Ne istediklerini bilmeyen, bildiklerini sandıkları sırada da korkup kaçan erkekler..." En başta kadını sarhoş edecek ölçüde gösterdikleri ilgi ile, aşka ve sevgiye herkesten çok ihtiyacı olduklarını sanırsınız. Romantik yönü, duygusallığı, gözünüzün içine bakarak konuşması, kadınlığınızı hissettirmesi ile uyarı veren sinyallere kendinizi kapatırsınız. (Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum, romantik yönü kuvvetli olup da aynı zamanda dengeli hareket eden bir erkeği henüz tanımadım...) Neyse, onun ısrarla peşinizden koşmasının ardından ilişkiyi ilerletme şansını verdiğiniz anda bir şeyler değişir. Kendini çekmeye başlar, tartışma çıkaracak bahaneler yaratır veya gerçekten ortadan yok olur. Siz, onun nasıl birisi olduğunu anlayana kadar kendinizi çoktan kaptırmışsınızdır bile...
ORTADA KALIRSINIZ
İstediğiniz kadar akıllı, eğitimli ve başarılı bir kadın olun, hayal kırıklığı ve yerlerde sürünen bir özgüvenle ortada kalakalırsınız. Ne oldu? Nerede hata yapıldı? Niye bu senaryoyu bu kadar çok kadın yaşıyor? İşte en önemli soru bu! Niye bu kadar çok akıllı ve başarılı kadın, ilişkilerinde duygusal zekayı kullanmayı bilmiyor ve acı çekiyor? Kendi tecrübelerimden yola çıkıp, bir kadın olarak ilişki zekamızı nasıl geliştirebiliriz toparlamaya çalışayım. Çoğumuz popüler kültürün dayattığı 'kendine yeterli ol' psikolojisi ile başa çıkmaya hazır değiliz. Özellikle başarılı kadınlar olarak özgür yaşamla, bir erkeğe ait olma hissi arasında gidip geliyoruz. Akıllı kadınlar aynı zamanda mükemmeliyetçi bir ruha sahipler ve başarmaya odaklılar. Onun için sorunlu bir ilişkiyi terk etmektense, erkekleri 'iyileştirmeye' uğraşırlar. En çekici, güçlü, eğlenceli ve maceracı erkeklerle, başta yoğun ilgi gösteriyorlar diye güvenip, anlamlı bir ilişki yaşayacağımıza inanıyoruz. Sizi etkileyen bir erkeğe kendinizi tam gaz kaptırmadan önce, o erkeğin verdiği uyarı sinyallerini yakalayabilmeniz, ilişki potansiyelini doğru analiz edebilmeniz çok önemli. Sinyalleri görüp de devam etmeyi ve onu değiştirebileceğinizi düşünüyorsanız; o zaman kendi düşen ağlamaz!
SEKS İLE ELDE ETMEK
Çoğu kadın, potansiyel gördükleri erkeğe ulaşmanın en iyi ve kısa yolunun 'onun istediği gibi bir kadın olmak' olduğunu düşünüyor. Erkekleri seksi kullanarak elde ederlerse, duygusal olarak da yakalayabilecekleri yanılgısındalar. Halbuki erkekler seks bağı ile duygusal bağın arasındaki farkı görebilecek kapasitedeler. Çiftleri birbirlerine ilk başta çeken sebepler sonradan önemlerini yitiriyor ve 'peşinden koşma' dönemi bitince ilişki de bitti sanılıyor. Tutku; en çabuk gelişen ve de en çabuk solan his. Sevgi daha yavaş bir süreçte yerini buluyor. Bağlılık ise en aşamalı gelişeni. Çoğu erkeğin seksi bulduğu Fransa'nın First Lady'si Carla Bruni önceki sabah Today Show'un konuğu idi. "Tutku azalınca ilişki biter mi?" diye sorulan soruya verdiği cevap şöyle: "Biraz tutkulu olmak iyi ama fazlası çok zor ve acı veriyor. Ben ilişkinin arkadaşlık, konuşma, paylaşma bölümünü, yani yapıcı yönünü daha çok seviyorum." Çoğumuz tecrübe ile akıllanıyoruz. Uykusuz geceler, gözyaşları, acı veren hatıralar, kendinden şüphe etme, öfke, endişe... Hayat, ilişkiler ve aşk hakkında çok şey öğrendik ama akıllanmak için ödediğimiz bedel de az değil... Ama olsun, sizi öldürmeyen şey ancak kuvvetlendirir...
Yayın tarihi: 22 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/22/gny/demirkan.html
Tüm hakları saklıdır.