Geçen hafta Kevin Spacey, Adrien Brody ve Marisa Tomei gibi dünya starları ile Hollywood sizin ayağınızdaydı, bu hafta da ben sizi Hollywood'a götüreyim... Amerika'da sonbahar geldiğinde art arda vizyona giren birbirinden güzel filmlerden hangisine gideceğinizi şaşırırsınız. Her yıl kasım ayında kutlanan 'Şükran Günü'nün ardından gelen 'Christmas' ve yılbaşı ile insanlar tatil moduna girdikleri için ekim sonundan itibaren en kaliteli ve güzel filmler seyirciyle buluşur. Bu yıl da öyle...
SONBAHAR FİLMLERİ... Ancak bakıyorum da seçim dalgasından Hollywood öyle çok etkilenmiş ki, tatil dönemi için vizyona giren en iyi filmler, din ve politikadan, eşcinsel haklarına kadar seçimler için en sıcak konuları işliyor. Dünyanın geleceğini etkileyecek bir dönemde, politik ve sosyal konuların işlendiği gerçekçi ve kaliteli filmlerin yapılması çok hoş. Beyazperde.com'dan bu filmlerin yakında
Türkiye'de de gösterime gireceğini gördüm... O yüzden, vizyondaki güzel filmleri daha
Türkiye'ye gelmeden önce seyredip, GÜNAYDIN'da sizlere tanıtmak istedim. İşte fırından sıcacık çıkmış en taze sonbahar filmleri...
BUSH'UN MANTALİTESİ Oliver Stone'un yeni filmi 'W'yu seyrederseniz, dünyayı geçtiğimiz sekiz yıldır nasıl bir psikolojiye sahip bir liderin idare ettiğine herhalde benim gibi şaşkın bakakalırsınız. Film; Amerikan Başkanı George W. Bush'un geçmişinden bugüne nasıl bir mantaliteye sahip olduğunu daha iyi anlamanızı sağlıyor. Bush, daha gençlik yıllarında ailesinin imkanlarına rağmen kendine bir yön çizemiyor. İyi niyetle elini attığı her işi amaçsızlığı yüzünden batırıyor. Bir şeyleri başarmak istiyor ama ne yapmak istediğini kendi de bilmiyor. Başkan olduktan sonra etrafındaki kurt danışmanların yönlendirmesi ile Irak Savaşı'na girerken, Ortadoğu'ya barış ve demokrasiyi yayacağını düşünüyor. Amacı; dünyayı hem kurtaran, hem de idare eden 'büyük adam' olmak ve bu şekilde içindeki yetersizliği bir şekilde tatmin etmek... Film, George W. Bush gibi bir adamın nasıl başkan olduğunu, daha da açıkçası nasıl herhangi birinin bile başkan olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu arada 'No Country for Old Men'den hatırlayacağınız Josh Brolin, George W. Bush tiplemesi ile çok iyiydi. Ama bu filmde Oscar'a aday olabilecek tek isim bence başkan yardımcısı Dick Chaney'i canlandıran Richard Dreyfuss... Aktörün Chaney tiplemesi korkulacak derecede gerçekçi.
SEAN PENN'İN 'MILK'İ Filmler dedim ama neredeyse yerim bitti... Neyse, Amerika'nın en zeki politik komedyeni Bill Maher, dinin ayrımcılığını gösteren çok komik bir dokümanter yaptı; 'Religulous'... (Religion ve redicilious kelimelerinin birleşimi) Bill Maher, Amerika ve Avrupa'da hem dini liderlerle, hem de halkla neden dine inandıklarına dair sohbet ediyor. Amacı, 21.ci yüzyılda dinin ne kadar geçerli olduğunu tartışmak ve bazı liderlerin dini ne kadar politikaya alet ettiklerini göstermek... Çok zekice yapılmış bir dokümanter. Bir başka Oscarlık rol de benim favorim Sean Penn'den... Filmin adı 'Milk'. Josh Brolin'in de rol aldığı filmde Sean Penn, insan haklarını savunma uğruna suikaste kurban giden 70'li yılların eşcinsel politikacısı Harvey Milk'i canlandırıyor. Eşcinsellerin evlilik hakları tartışmasının gündemde olduğu bir dönemde kasım ayında vizyona girecek bu filmin de epey ses getireceği söyleniyor. 'Airplane' ve 'Naked Gun'ın yönetmeni David Zucker'in konservatif filmi 'American Carol'; içeriği, amatörlüğü ve kötü performanslı oyuncuları ile eleştirmenlerden çok kötü puan aldı. Daha ilk haftanın sonunda adı listelere bile girmedi. Paranızı harcamaya değmez. 'Anti Bush' filmleri ile meşhur Michael Moore'un dokümanteri 'Slacker Uprising'i internette bedava izleyebilirsiniz. İlk üç günde 2 milyon kişi izlemiş!
Yayın tarihi: 25 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/25/gny/haber,F2CA546F7254487CA787CCD9F5F2DC10.html
Tüm hakları saklıdır.