kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Önder Açıkalın herkesle arasının iyi olduğunu ve negatiflikten beslenen bir adam olmadığını söylüyor.

'İleride Yılmaz Erdoğan olur muyum'un peşindeyim

İPEK DURKAL
21.11.2008
Önder Açıkbaş 'Destere' filminde izleyicinin karşısına ilk kez başrol ile çıktı. Hedefini 'bir gün Yılmaz Erdoğan olabilmek' diye özetleyen tiyatrocu, Peker Açıkalın için söylediği "Peker Abi'ye aşık oldum" sözlerini de açıklığa kavuşturdu..
'Destere' filminde rol alan Önder Açıkbaş ilk başrolünde kendini beyazperdeye yakıştırdı. Oyunculuğunu yere göğe koyamadığı ve 'Peker Abi' dediği Peker Açıkalın ile kamera karşısına geçmekten dolayı başlarda tedirginlik yaşadığını itiraf eden Açıkbaş, şimdi rüştünü ispat etmenin rahatlığı içinde...

* Daha önce çeşitli filmlerde karşımıza çıktınız ama bu, sinemada ilk başrolünüz değil mi?
Evet. Benim ilk sinema deneyimim 2003 yılında 'İbrahim Bey ve Kuran'ın Çiçekleri' adlı bir Fransız filmiyle oldu. Başrollerinde Ömer Şerif ve Pierre Boulanger rol alıyordu. Orada 'Türk köylüsü İsmail'i oynuyordum. Rol alan tek Türk bendim. Sonra BKM macerası başladı, Komedi Kulübü ve BKM Mutfak'ta rol aldım. Ardından 'Kutsal Damacana' geldi. Küçük ama akılda kalıcı bir roldü. 'Organize İşler'de de oynadım. Şimdi kendi filmimi hazırlıyorum.

KENDİ FİLMİMİ YAZDIM
* Nasıl bir film?
Adı 'Recekop'. Kendim yazıyorum senaryosunu. Komedi filmi olacak tabii ki. Zaten BKM Mutfak'ta da skeçleri ben yazıyordum. Biraz yüksek maliyetli bir film. Kriz dolayısıyla bir süre beklemeye aldık yoksa her şeyiyle çekime hazır noktada.

* 'Destere'yi birlikte izledik. Kendi sahnelerinizde başkasını izler gibiydiniz. Nasıl buldunuz kendinizi?
Benim bu film ile ilgili tek derdim, 'Peker Abi ile nasıl oynayabiliriz, dengeler nasıl tutturulur'du. Ancak filmi izleyince rahatladım. Bundan sonra bu mesleğin içinde beni var edecek şey samimi olmam. Samimi olursam halk beni beğenir ve sahiplenir diye düşünüyorum. Kendimi sıcak, samimi ve komik buldum. Bazı yerlerde, 'hayret ne kadar iyi oynamışım' dedim.

* Peki filmin bütünüyle ilgili fikriniz ne?
Senaryoda görmek isteyip de beyazperdeye aktarabilecek miyiz diye endişelendiğimiz şeyleri doğru yansıttığımızı düşünüyorum. 'Testere' filmi ti'ye alınacak sanılıyordu. Evet, bir gönderme var ama konumuz 'Testere' üzerinde dönmüyor. Bizim başımıza gelen komik bir vakadan yola çıkmışız. Herhangi bir üçüncü sayfa gazete haberinin devamı gibi düşünün...

* Nerede çekildi film?
Şile ağırlıklı ama İstanbul. Bir Trakya köyü kurduk.

* Trakya şivesi için bir ön hazırlık yaptınız mı?
Kendimce yaptım. Erlerden birini oynayan arkadaşım Ceyhun Fersoy, Trakya şivesine alışkındır, beni çalıştırdı. Ben de ona, İç Anadolu şivesi çalıştırdım. Hatta ağzımız alışsın diye birkaç gün bu şiveyle sohbet ettik.

* Ceyhun Fersoy ve Fatih Gülnar ile birlikte 'Taklacı Güvercinler' adıyla bir sosyete kebapçısında skeçler oynuyordunuz. Çok da ilgi görüyordu ama uzun ömürlü olmadı, neden?
Sosyete kebapçısında kebap bize pahalı geldi! Aslında kebapçıya da pahalı geldi. Bir süre oynadık orada, çok da iyi tepkiler aldık ama şimdi Leman Kültür'de gösteri yapıyoruz. Her perşembe 22.30'da çıkıyoruz sahneye. Leman Kültür, Cem Yılmaz'ın ilk sahneye çıkıp rüştünü ispat ettiği yer. Adam orada o kadar çok insanı güldürmüş ki biz hâlâ o kahkahaların faizini yiyoruz. BKM Mutfak'tan sonra en az orası kadar, belki de daha çok rahat ettiğim bir yer oldu Leman Kültür.

* Mutfak'ta niye rahat değildiniz?
Yok, rahattım orada da.

* BKM Mutfak 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' adıyla bir komedi programı yapıyor. Hiç 'erken ayrıldım, keşke ben de bu ekibin içinde olsaydım' gibi bir pişmanlığınız oldu mu?
Olmadı, çünkü ben orada misyonumu tamamladım. Yılmaz Abi (Erdoğan) bana her iyi ustanın yaptığı şeyi yaptı ve "Kalfa başka dükkana gitmeden olmazsın. Yürü git!" dedi. Ben kendi şansımı dışarıda denedim. Tabii ki arkadaşlarımın yaptığı işi çok beğeniyorum. Şimdi söyleyeceğim belki çok iri bir laf olacak ama; 'ben de acaba ileride bir Yılmaz Erdoğan olur muyum'un peşindeyim. Kendim yazıp oynayacağım. Zaten yakında TV 8'de bir komedi programına başlıyorum.

* Olabilir misiniz bir Yılmaz Erdoğan?
Gerekli yatırımı yapar, Yılmaz Abi kadar oruç tutarsam bu dünyada hiçbir şey mümkünatsız değil. Ama onun kadar çalışmak ve çabalamak gerekir. Tabii ki bir tek Yılmaz Erdoğan'dan feyz almıyorum. Şimdi bu filmde Peker Abi'yi de tanıdım, onun oyunculuğundan da bir şeyler öğrendim.

* Evet, hatta "Peker Abi'ye aşık oldum" sözleriniz çok konuşuldu.
Benim dediğim o anlamda bir aşk değildi. Çok daha ulvi bir şeyden bahsettim ben. Oyunculuğuna, kişiliğine gibi... Yanlış anlaşıldım. ŞAFAK

ABİ, "AŞIK MISIN?" DEDİ
* Peker Açıkalın'ı savundunuz o röportajınızda. Hatta, "Sette Peker Abi ile sorunu olanın sorunu vardır" dediniz. En son Şafak Sezer ile kavga etmişti Peker Açıkalın. Bu açıklamanız sorun yarattı mı Şafak Sezer ile aranızda?
Şafak Abi aradı beni, "Vayyy, Peker'e aşık mışsın?" dedi. Güldük ikimiz de. Benim bu işlere başlama sebebimdir Şafak Abi. Kendisi 'Şafak Vakti' diye bir program yapıyordu ben de onun yanında takılıyordum. Saydığınız ve hatta saymadığınız, Ata Abi (Demirer) Cem Abi (Yılmaz) gibi pek çok isimle aram iyi. Bu açıklama Şafak Abi ile aramızda hiç sorun yaratmadı çünkü ben onu ya da birini kastederek söylemedim o sözleri. Zaten onların arasında da sorun olamaz! Peker Abi ile Şafak Abi tabii ki bir gün barışacaklar.

* Niye herkese 'abi' diyorsunuz?
Saygımdan, onlar benim ustam.

* Herkesle aranızı iyi tutabilmek de bir meziyet mi yoksa politik bir tavır mı?
Benim kimseyle bir sorunum yok. Ben negatiften beslenen bir adam değilim.
Haberin fotoğrafları