Giriş Saati : 21.11.2008 16:35 Güncelleme : 21.11.2008 17:18
Stanford Üniversitesi profesörlerinden John Taylor, "Ekonomi politikalarına sistematik kararlıklar kazandırmak zorundayız. Bu konuda Maliye bakanlıklarına ve Merkez Bankalarına çok görev düşüyor" dedi.
Merkez Bankası tarafından düzenlenen "Küreselleşme, Enflasyon ve Para Politikası" konulu uluslararası konferansta konuşan Taylor, krizin ortaya çıkarttığı sorunlardan sonra küreselleşme ile para politikasının ilişkisine bakış açısının önemli ölçüde değiştiğini belirtti.
Taylor, "Buradaki esas amacım, temel nedenlere değinerek ekonomi politikalarının uluslararası alanlara taşmasının etkilerinden ve şimdiye kadar sorunlara ne kadar yanıt verildiğini ve uygun yöntemler bulmak adına ne kadar başarılı olduğumuzdan bahsetmek" şeklinde konuştu.
"Bunları anlatırken şu ana tema üzerinde durmak istiyorum" diyen Taylor, karşı karşıya gelinen krizde ne ölçüde piyasa ne ölçüde devlet başarısızlığı var, bunlara değinmek istediğini, sonuçta her ikisinden de bir miktar olduğunun görüleceğini bildirdi.
John Taylor, yaptığı bir araştırmanın Ekim 2007'de Ekonomist Dergisi tarafından "Taylor Kuralı" olarak yayınlandığını, bu kuraldaki amacın, şu anki problemlerin ne ölçüde para politikasıyla ilgili olduğunu araştırmak olduğunu, gerek olmadığı halde "Aşırı likidite mi vardı?" sorusunu sorduğunu ifade etti.
"Taylor kuralı, ABD'de ekonominin nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin bir öneri oluyor. Burada nesnel bir ölçü elde ediyorsunuz. Para politikaları bu aşamada aşırı gevşek görünüyor" diyen Taylor, bazı sorunların uluslararası, bazılarının ise ülkelere özgü olduğunu belirterek, uluslararası ekonomi sistemi reforme edilecekse, hangi sorunların uluslararası olduğunu, hangilerinin ülkelere özgü olduğunun iyi saptanması gerektiğini dile getirdi.
Taylor, şöyle konuştu: "ABD'deki inşaat sektörünün grafiğine baktığımızda görüyoruz ki, 2001 yılından 2005'e kadar normal olmayan bir büyüme var. 2005'ten sonrasına baktığımızda ise 2 yılda oldukça ciddi, çok keskin bir düşüş var. ABD, daha sistematik bir ekonomi politikası izleseydi, böyle olağan dışı bir büyüme de böyle keskin bir düşüş de olmayacaktı.
ABD'deki para politikası kararlarının başka ülkelerdeki para politikası kararlarını ne ölçüde etkilediğine de bakarsak, ABD'de para politikalarının gevşemesi, ABD dolarına yakından bağlı paralara sahip ülkelerde de bir gevşemeye yol açtı. Asya ve Orta Doğu'da bazı ekonomilerde enflasyon baskısını artırdı ve bu ülkelerin de para politikalarını aşırı gevşek hale getirdi. Döviz kurları yeterince esnek olsaydı, böyle olmazdı."
Politikacıların, meseleye likidite sorunu olarak yaklaştıklarını ancak, sorunun bir risk sorunu olduğunu söyleyen Taylor, "Tabii ki likidite sorunu da var ama önemli olan risk sorunu" dedi.
Taylor, krize karşı yeterince sistematik bir müdahale olmadığını, birçok sorunun doğduğunu ancak kimisine ne olduğuna bile bakılmaksızın, kimisine ise çok aceleci kararlar verilerek müdahale edildiğini belirterek, bunların, daha sistematik ekonomi politikaları düzenlenerek ele alınabileceğini kaydetti.
Küresel bir fiyat istikrarı hedefinin önemine dikkati çeken Taylor, "Bir ülkede faizlerin düşüşü diğer bir ülkede enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabiliyor. Ortak hareket etmek çok önemli. Ekonomi politikalarına sistematik kararlıklar kazandırmak zorundayız. Bu konuda Maliye bakanlıklarına ve Merkez Bankalarına çok görev düşüyor" şeklinde konuştu.