İhale ve yolsuzluk

Suiistimal iddiaları karşısında net tavır alınmıyor şikâyetleri mevcutken, Kamu İhale Yasası 2002'den beri 15'inci kez değiştiriliyor. Bu durumda, halkta, yolsuzlukların üzerine gidilmiyor kanaati pekişmez mi? Zaten, her zaman, "iktidara gelen keseyi doldurur" gibi bir peşin hüküm mevcuttur ve bunu yıkmak çok zordur. Hal böyleyken, bir kamu kurumunun iptâl ettiği ihaleye karşı Kamu İhale Kurulu'na şikâyet imkânını kaldırırsanız, kamuoyunda yeni tereddütler uyanmaz mı? Nitekim, TÜSİAD, düzenlemenin AB müktesebatıyla da uyum sağlamadığına işaret ederek yapılan değişiklikleri eleştiriyor: "Tasarının, ihaleye çıkan kamu kurumlarına verilmesini öngördüğü ihaleyi iptâl yetkisi ve bu tasarrufa karşı şikâyet yolunu kapatan maddesi keyfi uygulamalara yol açacak, ihalelerde suiistimallere sebep olacaktır."
Acil durumlarda işleri süratlendirmek amacıyla, İhale Yasası'na elbette bazı istisnalar konulabilir. Ama söylenen o ki, "etkili ve hızlı işleyen bir idare" ile "adil, şeffaf ve ahlâklı bir mekanizma" arasında denge kurulamadı. Keyfi ve suiistimale açık bir düzene doğru, bir adım daha atıldı.

Bütün bunlar birikiyor ve sonunda kamuoyu araştırmalarında olumsuz bir tablo ortaya çıkıyor. Political Researcher Strateji Geliştirme Merkezi'nce 7-10 Kasım'da Türkiye'de yapılan ankete göre, halkın % 61.4'ü, AK Partililer hakkında çıkan yolsuzluk iddialarına inanıyor. Hükûmetin yolsuzluklar üzerine gittiğine inananların oranı ise % 30.8'de kalıyor.
Sonuçlarına yüzde yüz katılmasanız, hatta hatalı bile bulsanız, bence üzerinde düşünmeye değer bulgular söz konusu. Zaten son iki aydır AK Parti'nin oylarının gerilemesi de, bir ölçüde, vatandaşta hasıl olan bu gibi tereddütlerden kaynaklanıyor.