Bugünkü Tüm Yazıları
Korkularımız ve cesaretimiz... İkisi de tuhaf!
Korkularımız ve cesaretimiz... İkisi de tuhaf!
Yok, başlığa bakıp güncel siyaset üzerine bir yazı beklemeyin sakın! Ben yine bildiğimi okuyacağım; "reyting-polemik-tıklanma" kavgasının dışında kalıp "insan"a dair şeylerden söz edeceğim.
Hani geçen gün yazmıştım...
Hala yılanlardan ölesiye korkuyoruz da, trafikte emniyet kemeri takmazsak olabileceklerden korkmayı bir türlü öğrenemedik diye...
Çünkü günümüz insanı hala en eski korkularına sadık, modern tehlikelere karşı ise ya inatçı bir ilgisizliği var ya da yalancı bir kaçış içinde...
Sağlık ve bilim alanındaki araştırmalarıyla tanınan Amerikalı gazeteci Maria Szalavitz'in bir makalesi çıktı karşıma geçen gün. (Psychology Today, Jan-Feb 2008.)
Szalavitz tam da sözünü ettiğim tuhaflığa kafayı takıp uzmanlara sormuş, soruşturmuş ve bir liste çıkarmış.
1. Korkularımız mağara devrinde... Motorlu taşıtlardan değil böceklerden, sürüngenlerden korkuyoruz.
2. Beklenmedik ve dramatik felaketlerden korkuyoruz ama muhtemel felaketlere aldırmıyoruz. Uçak kazası ihtimali ödümüzü patlatıyor ama trafik kazası ihtimali umurumuzda değil.
3. Kalp krizinden asla fakat kanserden mutlaka korkuyoruz.
4. Emniyet kemerini takmışsak gaza daha hızlı basıyoruz. Arazi aracı kullanıyorsak kaygan yolda hızlı gitmeyi normal sayıyoruz. Kaza araştırmaları bu tuhaflığı apaçık gösteriyor.
5. Gençler tehlikeler üzerine çok kafa yoruyor ama iş tehlikeyi gerçekten hissetmek ve önlem almaya gelince, pek kayıtsızlar.
6. Güneşlenmeye bayılıyoruz ama nükleer-radyoaktif ışın denilince fena ürküyoruz... Aynı şey sırf "doğal" diye tüketilen çok zararlı bitki çayları ve ilaçları için de geçerli. "Doğalsa iyidir" anlayışı çok yaygın. Peki her yıl zehirli mantar yediği için ölen binlerce insan neyin nesi?
Szalavitz'in listesinde modern insana ait daha pek çok korku ve cesaret tuhaflığı var.
Mesela...
Alkolün zararları ve tehlikeleri konusunda pek çok bilimsel bilgi ve hayattan damıtılmış görgüye rağmen uyuşturucu karşısında duyduğumuz korkunun zerresini alkol karşısında hissetmemek gibi...
Sonuçta esas tablo şu...
Korkularımızla saklambaç oynuyoruz sanki!
Cesaretimiz yanlışa, korkumuz yalana dayanırsa kendimizi daha mı güvenli hissediyoruz ne? Shakespeare tam on ikiden vurur ya gerçeği...
"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor/düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için..."
Günümüz insanının genel ve sosyal korkuları da böyle...
Kaçak dövüş! Eğreti cesaret!
Bugünkü Tüm Yazıları
Korkularımız ve cesaretimiz... İkisi de tuhaf!
Yayın tarihi: 17 Kasım 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/17//babaoglu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.