kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Edward Hopper'in eseri.

Çalışmak mı, niye?

KAYA GENÇ KİTAP
17.11.2008
Alain de Botton'un kitabı, bize muhasebecilerden bisküvi üreticilerine dek genişleyen 'modern' dünyadaki iş hayatının panoramasını çiziyor..
Alain de Botton'un yeni kitabı Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı, soğuk bir pazar akşamı, Londra'nın kasvetli manzarasıyla açılıyor. Bize dünyanın farklı yerlerinde sabahın köründe kalkıp işine giden insanların hayatlarından kesitler sunan bir çalışma bu. Önce Londra'nın dört bir yanında çalışan insanlara tepeden şöyle bir baktıktan sonra Londra Limanı'na giren Deniz Tanrıçası adlı kargo gemisiyle karşılaşıyoruz. Asya'dan dünyanın merkezine koli koli mal taşıyan bu gemi, ticaret üzerine kurulu bir dünyanın estetiğini anlatan kitabımızı çok iyi özetliyor. O ne bir korsan gemisi gibi esrarengiz ne de bir savaş gemisi gibi heyecan vaat ediyor; sessizce denizlerde ilerlerken dünyadaki asıl bağlantıları sağlıyor. Televizyon, bilgisayar, Coca-Cola taşıyor, marketten aldığımız ithal yiyecekler, konserve ananaslar, kol saatleri ve DVD'ler onun içinden çıkıyor. Ve yazar bize bu gemiyi bütün ayrıntılarıyla tarif ediyor, dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü anlatıyor. Bisküvi üreten bir fabrika, hayatını hesapkitap işlerine adamış muhasebeciler, kendi yazdığı kitabını bir türlü yayıncılara satmayı başaramasa da binlerce insana kariyer öğütleri vermeyi kariyer yapmış bir adam... Büyük aşklardan, tutkulu kahramanlardan bahseden kitapların gözardı ettiği ve dünyadaki ilişkileri ve düzeni oluşturan milyonlarca insanın dışarıdan hiç yaşanmıyormuş gibi görünen hayatlarına Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı'yla giriyoruz. Bir yandan Socrates'ın çalışmayı kölelere devredip bir tefekkür hayatı öneren görüşünün Aydınlanma Devrimi esnasında nasıl değişip çalışarak özgürlüğüne kavuşan insan fikrinin doğduğunu göstermeyi, bir yandan da modern dünyadan çalışan karakter tipleri çizmeyi Alain de Botton büyük bir ustalıkla başarıyor. Amerikalı ressam Edward Hopper'ın New York Sineması tablosundaki yer gösterici kızı anlattığı bölümde, zaten baştan sona Hopper'ın seveceği türden fotoğraflarla dolu kitabının çok şey borçlu olduğu bir ustaya selam gönderiliyor, dinlerin çalışma konusundaki değişik yaklaşımlarına da şöyle bir değiniliyor. Katolikler çalışmayı ibadetin altında, değersiz bir şey olarak görürlerken Protestanlar için iş bir tür ibadete, dünyayı iyileştirme yönetmine dönüşmüştü. Maalesef Alain de Botton'un kitabında İstanbul'a da uğradığı söylenen bir gemi ve "İzmir'den Kopenhag'a hurma götüren bir Türk" dışında Müslüman dünyanın çalışmayla ilişkisi öyle çok da incelenmemiş. Ama zaten kitabın merkezinde ruhsuz bir dünyayı birbirine bağlayan ticari yolculuklar ve ilişkiler var asıl: Sayfaları çevirdikçe anlıyoruz ki. kitabın sonuna kadar hep yollarda olacağız. Alain de Botton, çağdaş dünyayı hem insanı doğasına yabancılaştıran bir kötü mahluk hem de bu esnada pek çok yeni olasılık yaratan bir heyecan kaynağı olarak resmetmiş. Bir kargo gemisinin Londra limanına girmesiyle açılan kitap, bir grup uçak enkazının görüntüleriyle son buluyor ve hayatın felsefi sorunlarını unutmak için kendimizi verdiğimiz gündelik işlerin yıkım gerçeğini değiştiremeyeceğini hatırlıyoruz. Sel Yayıncılık'ın çok iyi bir çeviri ve tasarımla hazırladığı kitabın 45 ve 47. sayfalardaki fotoğraflarda bir sorun var; Apple Cinema Display isimli monitörün 'Apple marka sinema' olarak çevrilmiş olması gibi çok önemsiz bir iki ayrıntı dışında, bu son zamanlarda çıkmış en başarılı çeviri kitaplardan biri. Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı, Alain de Botton, Çeviren: Süha Sertabiboğlu, Sel Yayıncılık, 327 s., 20 YTL.
Haberin fotoğrafları