| 12 Kasım 2008, Çarşamba |
Kayseri ve Bolu'da deprem
Giriş Saati : 12.11.2008 14:42
Güncelleme : 12.11.2008 21:50
Güncelleme : 12.11.2008 21:50
Kayseri'nin Kocasinan ilçesinde 4.9 büyüklüğünde, Bolu'nun Yeniçağa ilçesinde ise 4.0 ve 3.7 büyüklüğünde depremler meydana geldi...
Kayseri'nin Kocasinan ilçesi Güneşli beldesinde orta şiddette bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 16.03'teki depremin büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü.
Bu arada Kayseri Vali Vekili Ali Yener Erçin, merkez üssü Kocasinan ilçesi Güneşli beldesi olan 4.9 büyüklüğündeki depremde ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı olmadığını söyledi.
Erçin, dün de merkez üssü Güneşli beldesi olan hafif şiddetli depremler yaşandığını anımsatarak, ''Tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızdaki yetkilileri uyardık. Gerekli tedbirleri aldık. Bazı binalarda çok hafif derecede hasar meydana gelmiş olabilir. Ancak ilk belirlemelere göre ciddi bir mal kaybı ve can kaybımız söz konusu değil'' diye konuştu.
Kayseri'nin ilçeleri ile Ankara, Sivas ve Yozgat'ta da hissedilen depremin hemen ardından vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı. Polis telsizinden yapılan anonslarda, görevli polis memurlarından sakin olmaları ve vatandaşlara bu konuda telkinde bulunmaları istendi. Depremin ardından Kayseri merkezde ve Güneşli beldesinde bazı binalarda çatlaklar meydana geldi.
Öte yandan Bolu'nun Yeniçağa ilçesinde de 4.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünce 4.0 büyüklüğünde olduğu açıklanan, merkez üssü Yeniçağa olan deprem, vatandaşlarda kısa süreli paniğe yol açtı. Düzce Depremi'nin 9. yıl dönümünde yaşanan Yeniçağa'daki 5 kilometre derinlikteki depremde, can ve mal kaybı olmadı.
İlk depremin ardından Bolu'nun Yeniçağa ilçesinde 3.7 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, Yeniçağa ilçesinde saat 16.25'te gerçekleşen depremin büyüklüğü 3.7 olarak ölçüldü. Depremin 3.7 kilometre derinlikte meydana geldiği bildirildi.
Bolu'daki depremin ardından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, genel istatistiklere göre Marmara Bölgesi'nde 250 yılda bir 7'nin üzerinde bir deprem olduğunu belirterek, ''Marmara Bölgesi'nde 241 yıl önce olan depremi bekliyoruz aslında'' dedi.
Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, Bolu Belediyesi tarafından İl Kültür Merkezinde düzenlediği ''Bolu ve çevresinin depremselliği'' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Konferans öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gündoğdu, depremin dokuzuncu yılının bittiğini ifade ederek, ''Depremi biraz da bu açıdan değerlendirmek lazım. İstediğimiz hedeflere varamadık. Özellikle Marmara Bölgesi'nin içerisinde. Bunu Bolu için söylemiyorum. Kentlerde yeteri kadar onarım ve yıkılması gereken binaların yerine yenilerinin konması gerçekleşmedi. Bu, mühendislik anlamında bir çalışmalardır, ama afet yönünden iyiyiz. Zaten iyiydik. Bunu daha örgütlü hale getirdik, iş birliğini geliştirdik'' diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, 20 milyon kişinin yaşadığı coğrafyanın etkileneceği bir deprem beklediklerini kaydederek, ''Buna karşı daha iyi hazırlanmamız lazım. Hayatı normalleştirmek kavramı çok önemli. Depremlerde can kayıpları oluyor, ama bir de hayatı normalleştirmek gerek. Bu nedenle biraz daha çalışmamız lazım. Bolu, depremi diğer bölgelere göre az bir hasarla atlattı'' dedi.
Marmara Bölgesi'nde 30 yıl içerisinde her an olabilecek şekilde, yüksek bir olasılığa sahip olduğunu istatiksel olarak söyleye bildiklerini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, ''Belli olmaz, doğa ile bir pazarlık olmuyor. Ölçümler de var elimizde. Kıtaların kaymaları ölçülüyor. Elde edilen veriler bize bir ipucu verecektir. 241 yıl önce olan depremi bekliyoruz aslında. Depremin tekrarlanmasını bekliyoruz. Genel istatistiklere göre Marmara Bölgesi'nde 250 yılda bir 7'nin üzerinde bir deprem oluyor. İyi hazırlanmamız gerekiyor. Elimizden gelen ne varsa yapmamız lazım'' şeklinde konuştu.
ÖZAK: DÜZCE'Yİ HER TÜRLÜ AFETE HAZIR GÖRDÜM
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Düzce Depreminin 9. yıldönümünde kentte gelinen noktaya ilişkin bilgi verirken, ''Şu bir gerçek; Allah korusun böyle bir olay bir daha olmasın ama ben Düzce'yi her türlü afete hazır gördüm'' dedi.
Özak, 2009 yılı Nisan ayında düzenlenecek ''Kentleşme Şurası'' kapsamında ''Şura Komisyonları 1. Toplantısı'' için bulunduğu Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde, 12 Kasım 1999'da Düzce'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin yarattığı ekonomik kayıpları ve çalışmaları değerlendirirken, depremde, 12 bin 623 konut, 2 bin 511 işyerinin yıkıldığını veya ağır hasar gördüğünü, 9 bin 381 konut ve 2 bin 138 işyerinde de orta hasar tespit edildiğini anımsattı. Bakan Özak, bölgede, geçici barınma için prefabrik temin edildiğini, ardından afetzedeler için 8 bin 460 konut, 1697 işyeri yapıldığını anlattı.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, hasar tespitinde, konutların taşınacağı bölgenin belirlenmesinde, kira yardımında, konutların ihalesinde ve tesliminde hizmet verdiklerini anlatan Özak, tapu ve kadastro, planlama ve İller Bankası kanalıyla belediyelere sağlanan desteğin de önem taşıdığını dile getirdi.
Soru üzerine, 15 gün önce Düzce'de bulunduğunu ve kentte bugün gelinen noktayı ''son derece sevindirici bulduğunu'' kaydeden Özak, ''Düzce çağdaş bir şehir olmuş, bütün bu yaralar sarılmış, insanlar mutlu'' dedi.
Düzce'nin büyük bir hükümet konağı, 2 organize sanayi bölgesi ve üniversitesiyle önemli avantajlara sahip olduğunu ifade eden Özak, ''Şu anda, oraya vermiş olduğumuz teşvikle Düzce'de işsiz yok. Valinin ve belediye başkanının ifadesine göre, 'Düzce'de ben iş yapacağım' deyip de işsiz kalan kimse yok. Bu son derece büyük bir gelişme'' diye konuştu.
''Düzce'de benzer bir acının bir daha yaşanmaması için ne gibi çalışmalar yapıldığına'' ilişkin soruya da Özak, şu karşılığı verdi:
''Bir kere şu var; bir zihniyet değişikliği oldu. Artık kaçak yapılaşma yok, yüksek yapılaşma yok, zemin etüdleri yapılmış, teknik altyapı hizmetleri tamamlanmış, yapı denetimi var. Ve şu bir gerçek; Allah korusun böyle bir olay bir daha olmasın ama ben Düzce'yi her türlü afete hazır olarak gördüm. Bu bakımdan yapılan çalışmaların böyle başarıyla sonuçlanmasından ben mutluluk duyuyorum."
BUGÜN DÜZCE DEPREMİNİN 9. YIL DÖNÜMÜ
12 Kasım 1999'da meydana gelen, merkez üssü Düzce olan 7.2 şiddetindeki depremde, Düzce, Akçakoca, Cumayeri, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı ve Yığılca'da toplam 710 kişi ölmüş, 2 bin 678 kişi de yaralanmıştı. Bolu'da ise 48 kişi hayatını kaybetmiş, 353 kişi yaralanmıştı.
Depremin yıl dönümünde anneler, depremde ölen çocuklarını mezarları başında gözyaşlarıyla andı.
Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinde vatandaşlar, depremde ölen yakınlarını mezarları başında gözyaşlarıyla andı.
12 Kasım 1999 akşamı yaşanan afette yakınlarını kaybedenler bugün mezarlıkları doldurdu. Depremde hayatını kaybeden ve enkazdan 3 gün sonra çıkarılan oğlunu mezarı başında gözyaşı döken Elmas Şahin, "Oğlum o akşam dışarıya çıkmıştı. Nerede olduğunu bilmiyorduk. 3 gün sonra oğlumun cesedi bir binanın altında bulundu. Depremi ise hiç hatırlamıyorum. 4 oğlum vardı, bir tanesini depremde kaybettim daha 1,5 yıllık evliydi" dedi.
Depremde oğlunu kaybeden anne Ayşe Şahin ise, "Depremde dükkandaydı. Amcasının oğlu ile birlikte depreme yakalandı. Oğlum amcasının oğlu ile kucak kucağa ölmüş" diye konuştu. Havva Akbaş ise maç seyretmek için kahveye giden oğlunun üç gün sonra cesedinin bulunduğunu söyledi.
(AJANSLAR)
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 16.03'teki depremin büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü.
Bu arada Kayseri Vali Vekili Ali Yener Erçin, merkez üssü Kocasinan ilçesi Güneşli beldesi olan 4.9 büyüklüğündeki depremde ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı olmadığını söyledi.
Erçin, dün de merkez üssü Güneşli beldesi olan hafif şiddetli depremler yaşandığını anımsatarak, ''Tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızdaki yetkilileri uyardık. Gerekli tedbirleri aldık. Bazı binalarda çok hafif derecede hasar meydana gelmiş olabilir. Ancak ilk belirlemelere göre ciddi bir mal kaybı ve can kaybımız söz konusu değil'' diye konuştu.
Kayseri'nin ilçeleri ile Ankara, Sivas ve Yozgat'ta da hissedilen depremin hemen ardından vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı. Polis telsizinden yapılan anonslarda, görevli polis memurlarından sakin olmaları ve vatandaşlara bu konuda telkinde bulunmaları istendi. Depremin ardından Kayseri merkezde ve Güneşli beldesinde bazı binalarda çatlaklar meydana geldi.
Öte yandan Bolu'nun Yeniçağa ilçesinde de 4.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünce 4.0 büyüklüğünde olduğu açıklanan, merkez üssü Yeniçağa olan deprem, vatandaşlarda kısa süreli paniğe yol açtı. Düzce Depremi'nin 9. yıl dönümünde yaşanan Yeniçağa'daki 5 kilometre derinlikteki depremde, can ve mal kaybı olmadı.
İlk depremin ardından Bolu'nun Yeniçağa ilçesinde 3.7 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, Yeniçağa ilçesinde saat 16.25'te gerçekleşen depremin büyüklüğü 3.7 olarak ölçüldü. Depremin 3.7 kilometre derinlikte meydana geldiği bildirildi.
Bolu'daki depremin ardından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, genel istatistiklere göre Marmara Bölgesi'nde 250 yılda bir 7'nin üzerinde bir deprem olduğunu belirterek, ''Marmara Bölgesi'nde 241 yıl önce olan depremi bekliyoruz aslında'' dedi.
Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, Bolu Belediyesi tarafından İl Kültür Merkezinde düzenlediği ''Bolu ve çevresinin depremselliği'' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Konferans öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gündoğdu, depremin dokuzuncu yılının bittiğini ifade ederek, ''Depremi biraz da bu açıdan değerlendirmek lazım. İstediğimiz hedeflere varamadık. Özellikle Marmara Bölgesi'nin içerisinde. Bunu Bolu için söylemiyorum. Kentlerde yeteri kadar onarım ve yıkılması gereken binaların yerine yenilerinin konması gerçekleşmedi. Bu, mühendislik anlamında bir çalışmalardır, ama afet yönünden iyiyiz. Zaten iyiydik. Bunu daha örgütlü hale getirdik, iş birliğini geliştirdik'' diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, 20 milyon kişinin yaşadığı coğrafyanın etkileneceği bir deprem beklediklerini kaydederek, ''Buna karşı daha iyi hazırlanmamız lazım. Hayatı normalleştirmek kavramı çok önemli. Depremlerde can kayıpları oluyor, ama bir de hayatı normalleştirmek gerek. Bu nedenle biraz daha çalışmamız lazım. Bolu, depremi diğer bölgelere göre az bir hasarla atlattı'' dedi.
Marmara Bölgesi'nde 30 yıl içerisinde her an olabilecek şekilde, yüksek bir olasılığa sahip olduğunu istatiksel olarak söyleye bildiklerini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, ''Belli olmaz, doğa ile bir pazarlık olmuyor. Ölçümler de var elimizde. Kıtaların kaymaları ölçülüyor. Elde edilen veriler bize bir ipucu verecektir. 241 yıl önce olan depremi bekliyoruz aslında. Depremin tekrarlanmasını bekliyoruz. Genel istatistiklere göre Marmara Bölgesi'nde 250 yılda bir 7'nin üzerinde bir deprem oluyor. İyi hazırlanmamız gerekiyor. Elimizden gelen ne varsa yapmamız lazım'' şeklinde konuştu.
ÖZAK: DÜZCE'Yİ HER TÜRLÜ AFETE HAZIR GÖRDÜM
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Düzce Depreminin 9. yıldönümünde kentte gelinen noktaya ilişkin bilgi verirken, ''Şu bir gerçek; Allah korusun böyle bir olay bir daha olmasın ama ben Düzce'yi her türlü afete hazır gördüm'' dedi.
Özak, 2009 yılı Nisan ayında düzenlenecek ''Kentleşme Şurası'' kapsamında ''Şura Komisyonları 1. Toplantısı'' için bulunduğu Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde, 12 Kasım 1999'da Düzce'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin yarattığı ekonomik kayıpları ve çalışmaları değerlendirirken, depremde, 12 bin 623 konut, 2 bin 511 işyerinin yıkıldığını veya ağır hasar gördüğünü, 9 bin 381 konut ve 2 bin 138 işyerinde de orta hasar tespit edildiğini anımsattı. Bakan Özak, bölgede, geçici barınma için prefabrik temin edildiğini, ardından afetzedeler için 8 bin 460 konut, 1697 işyeri yapıldığını anlattı.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, hasar tespitinde, konutların taşınacağı bölgenin belirlenmesinde, kira yardımında, konutların ihalesinde ve tesliminde hizmet verdiklerini anlatan Özak, tapu ve kadastro, planlama ve İller Bankası kanalıyla belediyelere sağlanan desteğin de önem taşıdığını dile getirdi.
Soru üzerine, 15 gün önce Düzce'de bulunduğunu ve kentte bugün gelinen noktayı ''son derece sevindirici bulduğunu'' kaydeden Özak, ''Düzce çağdaş bir şehir olmuş, bütün bu yaralar sarılmış, insanlar mutlu'' dedi.
Düzce'nin büyük bir hükümet konağı, 2 organize sanayi bölgesi ve üniversitesiyle önemli avantajlara sahip olduğunu ifade eden Özak, ''Şu anda, oraya vermiş olduğumuz teşvikle Düzce'de işsiz yok. Valinin ve belediye başkanının ifadesine göre, 'Düzce'de ben iş yapacağım' deyip de işsiz kalan kimse yok. Bu son derece büyük bir gelişme'' diye konuştu.
''Düzce'de benzer bir acının bir daha yaşanmaması için ne gibi çalışmalar yapıldığına'' ilişkin soruya da Özak, şu karşılığı verdi:
''Bir kere şu var; bir zihniyet değişikliği oldu. Artık kaçak yapılaşma yok, yüksek yapılaşma yok, zemin etüdleri yapılmış, teknik altyapı hizmetleri tamamlanmış, yapı denetimi var. Ve şu bir gerçek; Allah korusun böyle bir olay bir daha olmasın ama ben Düzce'yi her türlü afete hazır olarak gördüm. Bu bakımdan yapılan çalışmaların böyle başarıyla sonuçlanmasından ben mutluluk duyuyorum."
BUGÜN DÜZCE DEPREMİNİN 9. YIL DÖNÜMÜ
12 Kasım 1999'da meydana gelen, merkez üssü Düzce olan 7.2 şiddetindeki depremde, Düzce, Akçakoca, Cumayeri, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı ve Yığılca'da toplam 710 kişi ölmüş, 2 bin 678 kişi de yaralanmıştı. Bolu'da ise 48 kişi hayatını kaybetmiş, 353 kişi yaralanmıştı.
Depremin yıl dönümünde anneler, depremde ölen çocuklarını mezarları başında gözyaşlarıyla andı.
Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinde vatandaşlar, depremde ölen yakınlarını mezarları başında gözyaşlarıyla andı.
12 Kasım 1999 akşamı yaşanan afette yakınlarını kaybedenler bugün mezarlıkları doldurdu. Depremde hayatını kaybeden ve enkazdan 3 gün sonra çıkarılan oğlunu mezarı başında gözyaşı döken Elmas Şahin, "Oğlum o akşam dışarıya çıkmıştı. Nerede olduğunu bilmiyorduk. 3 gün sonra oğlumun cesedi bir binanın altında bulundu. Depremi ise hiç hatırlamıyorum. 4 oğlum vardı, bir tanesini depremde kaybettim daha 1,5 yıllık evliydi" dedi.
Depremde oğlunu kaybeden anne Ayşe Şahin ise, "Depremde dükkandaydı. Amcasının oğlu ile birlikte depreme yakalandı. Oğlum amcasının oğlu ile kucak kucağa ölmüş" diye konuştu. Havva Akbaş ise maç seyretmek için kahveye giden oğlunun üç gün sonra cesedinin bulunduğunu söyledi.
(AJANSLAR)
Yayın tarihi: 12 Kasım 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/12//haber,0D7D27DE23994F16B013538389FF7B98.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.
Yaşam Haberleri
Diğer Yaşam Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye | Bize Ulaşın
 |
Copyright © 2003-2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|