Beyaz Saray'da başkanlık koltuğuna oturan
Obama,
Avrupa Birliği üyelik sürecindeki
Türkiye'nin durumunu nasıl etkileyecek?
Bu soruyu,
İstanbul Center Yönetim Kurulu Başkanı ve
CPS Danışmanlık'ın kurucusu
Tulu Gümüştekin'e sordum.
AB hukuku ve ticareti konusuna özellikle hakim olan ve AB'nin kalbi Brüksel'de gelişmeleri takip eden Gümüştekin'e göre, mevcut
ABD Başkanı Bush'un Avrupa'da ağırlığını koymasıyla Obama'nın ağırlığını koyması arasında çok fark olacak . her şeyden önce AB, kuvvetli gördüğü ABD'nin yeni liderine sempatiyle bakıyor.
Gümüştekin,
'Obama işimizi çok daha kolaylaştıracak' diyor.
İsveç dönem başkanı Tabii kuşkusuz bu tek başına önemli değil.
İlerleme Raporu yayınlandı ve yine bir arpa boyu yol alamadığımız yazılı olarak önümüze kondu.
2009'da belki
Türkiye'yi mutlu edecek tek olay
İsveç'in dönem başkanlığı olabilir.
Gümüştekin, İsveç'in
Türkiye ile olan sıcak ilişkilerine değiniyor ve dönem başkanlığının bizim için bir avantaj olacağını söylüyor.
Avrupalı profil Hazır Gümüştekin'i bulmuşken soruyorum. İlerleme Raporu'nda
Türkiye'yi mutlu eden hiç mi bir şey yok diye.
'Var tabii' diyor ve, Özellikle Kıbrıs konusu ve uluslararası alanda kazanılan güç ve prestij
Türkiye'nin önemini vurguluyor.
'Avrupalı bir profil çiziyoruz' diyor.
Gümüştekin'in dikkat çekmeye çalıştığı önemli gelişmelerden biri
Gürcistan konusu, öteki de
Suriye-İran ilişkilerinde
Türkiye'nin üstlendiği önemli rol. Bir bakıma bölgedeki önemli devlet olduğu vurgusunun yanında çizilen Avrupalı profil. Gümüştekin'e göre bu gelişmeler rapora pozitif yansımış.
Ama işte bir türlü hızlı ilerleme kaydedilemeyen
reformlar konusu AB'nin raporda üstüne basa basa dile getirdiği zayıflıklar. Yalnız burada işin ilginç bir yönü var. Gümüştekin lafı CHP'ye getiriyor ve şunları söylüyor:
'Sadece AK Parti'nin yapamadığı reformlar olarak bakmamak lazım. Düşünün 2008 yılında sadece 16 tane kanun, CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Yani işte Vakıflarla ilgili olan, belediyelerle ilgili kanunun sekteye uğramasında CHP'nin de payı var ve bu da rapora yansıdı.' CHP'nin negatif etkisi Evet hükümetin bazı konularda çok yavaş kaldığı aşikâr ama galiba CHP de AB'ye üyelik sürecine hiç de yapıcı katkıda bulunmadı.
Avrupa Komisyonu 2009 yılında değişiyor. Belki de bu yüzden Tulu Gümüştekin, İlerleme Raporu'nun her zamankinin aksine net olmayan bir sonuç bölümüne sahip olduğunu düşünüyor.
'Demek ki' diyor Gümüştekin,
'Komisyon net bir irade koymak istemiyor. Topu 2009'da yeni gelecek iktidara bırakıyor.' Öyle ya da böyle AB uzmanı Gümüştekin'in de vurguladığı gibi durum şundan ibaret.
Her dönem başkanı
Türkiye ile ilgili müzakere sürecinde sadece 2 başlık açıyor. Bugüne kadar 8 başlık ancak açılmış.
Brüksel yavaş hareket ediyor ama içeride de kimsenin hızlı hareket etmek gibi bir derdi yok sanki. İşte bu yüzden belki, AB
Hırvatistan'ın üyelik tarihini '2010' gibi net bir ifadeyle dile getiriyor,
Türkiye'ninkini ise hep bir başka bahara bırakıyor.