Giriş Saati : 06.11.2008 14:32 Güncelleme : 06.11.2008 17:11
Citi Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Hisse Senedi Piyasası Ekonomisti Richard Reid, gelecek yıl Türkiye ile ilgili büyüme beklentilerinin yüzde 0,9 olduğunu savunarak, "2010'da biraz daha toparlanma olacak" dedi.
Reid, global ekonomi ve Avrupa ekonomisine ilişkin görüşlerini paylaştığı sohbet toplantısında, son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin bir öngörüde bulunabilmenin çok zor olduğunu ifade etti.
Devletlerin bankaları satın alacağını veya geçen yıl 200 dolara yükselmesi beklenen petrol fiyatlarının 60 dolara gerileyebileceğini hayal bile edemediklerini anlatan Reid, alınan tedbirler sayesinde son günlerde dünya piyasalarının daha iyi bir ruh haline kavuştuğunu, uluslararası bankalar arasında önemli işbirlikleri sağlandığını söyledi.
Alınan bütün önlemlerle piyasaların rahatladığını dile getiren Reid, "Ancak daha dibe vurmuş değiliz. Büyüme oranları düşecek" dedi.
Reid, kısa vadeli gelişmelerin korkutucu olmaması gerektiğinin altını çizerek, uzun vadeli perspektifin yakalanmasının önemine işaret etti. Yaşananların aslında benzersiz bir durum olmadığını anlatan Reid, geçmiş krizlerden örnekler verdi.
2 yıl içinde bankacılık sektöründe çok daha agresif konsolidasyonlar olabileceğini işaret eden Reid, piyasada eskisi kadar çok sayıda banka olmayacağını, zayıf bankaların güçlü bankalar tarafından satın alınacaklarını anlattı.
Bugünlerin zor olduğunu ancak duruma el konulması dolayısıyla yeniden yapılanma sürecinin başladığını anlatan Reid, piyasaların yavaş yavaş sükunete sahip olmaya başladıklarını kaydetti.
"Finans sisteminde yeniden toparlanma sinyali görüyoruz" diyen Reid, temkinli bir bakış açısına sahip olmanın önemine değindi.
"PİYASALARDA İYİ BİR RUH HALİ VAR"
Birçok ülkede büyümeye dair tahminlerini çok daha geriye çektiklerini anlatan Reid, özellikle kaldıraçla büyüyen ekonomilerin önümüzdeki dönemde daha az büyüyeceklerini aktardı.
Küresel anlamda 2009 yılında yüzde 1-1,5 büyüme beklediklerini, enflasyonun ise yüzde 3 seviyesinde gerçekleşeceğini umduklarını bildiren Reid, "Bu durum bir resesyon anlamına gelmiyor. Büyümenin tetikleyicisi de gelişmekte olan ülkeler..." dedi.
Richard Reid, Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentisi konusunda ise gelecek yıl için beklentinin yüzde 0,9 olduğunu, 2010 yılında toparlanma olacağını aktardı.
Türkiye'nin Euro bölgesine göre daha iyi bir büyüme performansı göstereceğini belirten Reid, enflasyonun ise 2009 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 9,1 düzeyine inmesini beklediklerini bildirdi. Ham madde fiyatlarındaki gerilemeye işaret eden Reid, bunun tüketici fiyatlarına olumlu anlamda yansıyacağını anlattı.
Bugünkü durumun 70'li yıllarda yaşanan resesyon olmadığının altını çizen Reid, bugün o dönemde farklı olarak enflasyonun düşük olduğunu anımsattı.
Reid, "Bugün itibariyle piyasalarda daha iyi bir ruh hali var. Yatırımcı tarafında iştahlılık hali var. Ancak yine de yatırımcılar son derece titiz davranacaklar" diye konuştu.
"MERKEZ BANKALARI 1-2 YIL İÇİNDE GERİ ADIM ATACAK"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Reid, önümüzdeki yıllarda kredi veren ve kullanan arasındaki mesafenin daralacağını, kredi kullanmanın geleneksel yapıya bürüneceğini, kaldıracın belki, şeklinin değişebileceğini anlattı.
Reid, "Türev ürünler ömrünü tamamladı mı?'' şeklindeki bir soruyu da şöyle yanıtladı: "Türev piyasalarının sonunun geldiğini söylemek mümkün değil. Yenilikçilik devam edecek. Bugünkü kriz bugüne kadar yaşanmayan durum değil. Yeni araçlarla finans sektöründe son derece verimli yöntemler aranacak. Kredi kullanmak zorlaşacağı için aracılık hizmetlerinin yapısı değişecek. Hedge fonları devam edecek. Ancak yatırımın doğası değişecek." Merkez bankalarının bugün tamamen kriz yönetim modunda olduklarını anlatan Reid, bu kurumların aldıkları önlemlerle ileri düzeyde köprü vazifesi gördüklerini söyledi.
Reid, Merkez bankalarının 1-2 yıl içinde finans sistemi iyice toparlandıkça geri adım atacaklarını belirterek, buna rağmen rolünün uzun yıllarda devam edeceğini kaydetti.
Reid, Türkiye'nin IMF ile anlaşmasını gerekli görüp görmediğine ilişkin bir soru üzerine, "Bence açıkçası olabilir. IMF ile anlaşmak kötü ve utanılacak bir şey değil. Olağan dışı dönemden geçiliyor. İleriye dönük bütün politikalar düşünülmeli ki panik yaşanmasın. Bugün 30'lu yıllardan beri en ciddi krizin içindeyiz. Mali sektör mutlaka desteklenmeli. Türkiye'nin bugünkü koşulları düşünüldüğünde kendi kusuru olmayan bir krizle karşı karşıya kaldı" yanıtını verdi.