kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

AB; IMF ve bakış açımız

Çankaya resepsiyonunda, hem Dışişleri Bakanı Ali Babacan, hem de ekonomiden sorumlu Bakan Mehmet Şimşek ile görüşme fırsatını buldum. Sadece izlenimlerimi anlatmakla yetineceğim.
Artık Türkiye, AB İlerleme Raporu'ndaki eleştirilere daha soğukkanlı bakabiliyor. Babacan, "Müsbet sözler de söyleyecekler, eleştiriler de getirecekler, biz de kendi yolumuzda ilerleyeceğiz" dedi. Bir zamanlar İlerleme Raporu'ndaki eleştiriler bizi daha fazla endişelendiriyordu. Çünkü, müzakerelerin başlamasını etkileyebilirdi. Oysa şimdi her şey tabii süreçte ilerliyor. Türkiye, Katılım Ortaklığı Belgesi'ne karşı Ulusal Program'ı hazırlıyor.
Gelelim IMF ile ilişkilere ... Çankaya'daki ayaküstü sohbetimizde, Mehmet Şimşek, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (İBRD), Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası ile kredi ilişkileri kurulduğundan söz etti. Meselâ Avrupa Yatırım Bankası, 3'te biri KOBİ'lere gitmesi şartıyla, toplam 7-8 milyar Euro'luk uzun vadeli ve çok düşük faizli kredi verecekmiş. Anladığım kadarıyla, IMF' nin katı davranmasından çekiniyorlar. Zaten başbakanın "ümüğümüzü sıkmasınlar" sözlerinden
de o anlaşılıyor. Altyapı yatırımlarını, Türkiye'nin geleceğine yatırım gibi görüyorlar ve bu sahada hükûmetin, kısıntıya zorlanmaya rıza göstermeyeceği anlaşılıyor. 2000'li yıllarda IMF, güç duruma düşen bankalara likidite verilmesini engellemişti. Oysa bugün, Amerika, iflâsları, para enjekte ederek çözüyor. Bakana, "Mahalli seçimler için mi IMF çemberine girmek istemiyorsunuz?" diye sordum.
-Mahalli seçimlere ne kaldı ki, o yatırımlar çoktan yapıldı, cevabını verdi.
IMF'ye karşı ideolojik bir yaklaşımları bulunmadığını sık sık vurguluyorlar. Yani IMF'yi, fakirleri sömüren emperyalizmin bir silâhı gibi görmüyorlar. Ama gene de, 2000'li yıllarda banka krizinden çıkmaya çabalayan Türkiye'ye, zengin ülkelerden farklı şartlar dayatarak, bir anlamda ülkemizin "ümüğünü sıktığını" düşünüyorlar. Rusya'nın etkisinden kurtarılmaya çalışılan Ukrayna kadar esnek bir anlaşmaya, Türkiye razı olur intibaını edindim.