UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Cumhuriyet, cumhuriyetçi mi?
Tabii ki herkes (kendine göre) bir tarafı öne çıkarabilir.
Kimileri de, bu öne çıkarılan taraflardan hoşlanmadığı için, başka bir tarafını çıkartır.
Madem 85'inci yıl...
Ben artık şunu söyleyeyim:
Cumhuriyet, adalet duygusudur!
O yüzden, ideal bir hayal de olsa, "cumhuriyet ideali"nin kadim sloganı, "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik"tir.
İnsanların; kökenlerine, ırklarına, renklerine, dillerine, milliyetlerine, milletlerine, inançlarına, inançsızlıklarına, imkânlarına, imkânsızlıklarına, sınıflarına, statülerine, makamlarına, rütbelerine göre, hepten "aşağı" veya "üstün" sayılmamasına dairdir.
Bunlara dayanarak kimsenin ezmemesine, ezilmemesine, dışlamamasına, dışlanmamasına, zordakine el verilmesine dairdir.
"Mutlak iktidar"ı; yani krallık, padişahlık, hanedan otoritesini de, din otoritesini de "hükümdar" olmaktan çıkaran idealin "ideal" derdi, yeni "hükümdarlar" yaratmak olmamalıydı.
"Halkın iradesi"ni ezip geçen hanedan veya dini otoriteye karşı "siyasi eşitlik" talebi ve vaadi; "halkın iradesi" ni ezip geçen daha modern, silahlı veya sivil başka otoritelerin tahakkümü için olmamalıydı.
Genel ve parasız eğitim...
Genel ve eşit oy...
Kamu hizmetinden eşit faydalanma ve kamu hizmetine aday olabilme hakkı...
Fırsat eşitliği...
İmtiyazların sona erdirilmesi, imtiyazlara fırsat verilmemesi...
Zümre egemenliğinin ortadan kaldırılması, zümre egemenliklerine geçit verilmemesi... gibi ilkeler, idealler bunun içindi.
Fiilen hayatta ne olup olmadığı, ne kadar olup olmadığı, neyin hayal olup olmadığı, neyin mümkün sayılıp sayılmadığı bir yana...
Karşınıza geçen sivil veya asker "otoriteler"in ne anlattığı, "tarih"in nasıl aktığı veya nasıl yorumlandığı... hepsi bir yana...
"Cumhuriyet" diye bir şeyden bahsedecekseniz, öncelikle "adalet duygusu"dur.
O yüzden, bizim "Cumhuriyet", olan biten bir yana, bunlara ciddi bir ufuk açılması bakımından çok önemli bir tarihi dönemeçtir; çünkü "cumhuriyet" üstüne düşünmekte, "cumhuriyet"in kendisi en önemli adımdır!
Lakin, vurulacağı önemli tartı da bizatihi adını aldığı "kavram"dır.
"Cumhuriyetimiz", adalet duygusuyla yüklü ve adalet duygusu veren bir terkibe ne kadar sahip?
"Cumhuriyetiniz"; ezilenin, dışlananın, hırpalananın, tahakküm altına alınanın, baskı görenin, farklı doğanın ve farklı olanın, mağdur kalanın, mazlum düşenin, haksızlığa uğrayanın, kimsesizin özgürlüklerini, haklarını, haysiyetini, varlığını, kimliğini, kişiliğini, insanlığını; eşitlik ve kardeşlik ilkeleriyle korumak için çırpınıyor mu?
Yoksa, başta çok "cumhuriyetçi" görünenler, büyük sivil veya askerler, bu rejimi; insanların etnik kökeni, inancı, mezhebi, ibadeti, inançsızlığı, farklı düşünceleri, eleştirileri, hak talepleri, maddi vaziyeti, çaresizliği, korkuları, statüleri, sınıfları, rütbeleri, eğitimsizlikleri, güvencesizlikleri yüzünden maddi, manevi, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, sınıfsal olarak ezildikleri, hırpalandıkları bir hale mi sokup çıkardılar?
Bu memleketin temel sorularından biri o yüzden temeldendir:
1. Cumhuriyetçiler hakikaten cumhuriyetçi mi?
2. Demokratlar hakikaten demokrat mı?
(Kimi "liberaller"in hakikaten hep "liberal" olması gerekmiyor; onlar "serbest"!)
ABD'de köleciliğe karşı çıkarak
"Amerikan devrimi"nin
"insan hakları" ilkelerini
"Güneyliler"e hatırlatmak üzere 154 yıl önce yeni bir partiye ve silaha sarılanlar
"Cumhuriyetçiler"di.
Sonradan ne hale geldiler, biliyorsunuz!
Bugünün
"etnik veya dini ırkçıları"nın çoğu hangi partinin şeyinde, biliyorsunuz.
Yayın tarihi: 29 Ekim 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/29//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.