kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Vatandan uzak

AK Parti milletvekili Zeynep Dağı ile İstinye Park'taki bir restoranda buluştuk. Avrupa-Akdeniz Parlamenterler Meclisi'nin Türk Grubu başkanı sıfatıyla iki günlük bir toplantı organize etmişti İstanbul'da; boş bir zamanından istifade ederek bir araya geldik. Dedikodu yapacak değiliz ya, onunla da "insan" ve "vatan" konusunu konuştuk. Dağı, Nâzım Hikmet'i hatırlattı, Nâzım'ın, topraksız kalmanın zorluğunu çeşitli şiirlerinde dile getirdiğini söyledi. Bir örnek vermek gerekirse...
"Karlı kayın ormanında / Yürüyorum geceleyin. / Efkârlıyım, efkârlıyım, / Elini ver, nerde elin? / Memleket mi, yıldızlar mı, / gençliğim mi daha uzak? / Kayınların arasında / Bir pencere, sarı sıcak. / Ben ordan geçerken biri: / "Amca, dese, gir içeri." / Girip yerden selâmlasam / Hane içindekileri..."
Zeynep Dağı, muhalif duruşu yüzünden vatan toprağından ayrılmak zorunda kalan ve ölümünden sonra bile Türkiye'ye kavuşamayan Nâzım Hikmet'in hissiyatını şu sözlerle ifade etti: "Nâzım, sisteme-iktidar odaklarına ters düşerek vatan hainliği de dahil olmak üzere, pek çok suçlamayı hiç hak etmediği halde taşımak zorunda kaldı. Orta Asya'dan gelip, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan memleket, Nâzım'ın dizeleriyle bir coğrafya olmanın ötesinde, ete kemiğe büründü. Varna'dan, 'memleket, memleket' diye seslenişi, derin hasreti, muhalif olmanın somut diyetidir."