Şenay Düdek (Gazeteci) Ellerindeki üç kuruş parayla av peşine düşüyorlar "Kimseyi küçümsemek için söylemiyorum, ama varoşlarda yaşayan genç kızlar, televizyondaki magazin programlarını seyrediyorlar ve oradaki birçok şarkıcının, ünlünün de kendileri gibi varoşlardan geldiklerini biliyorlar. 'Onlar başardıysa, ben niye başaramayayım!' diyorlar. Zengin işadamları, popüler gençlerle ilişki kurma hayaliyle takıp takıştırıyor, ellerindeki üç kuruş parayla av peşine düşüyorlar. Ve bu avlar onlara hayatları boyunca unutamayacakları bir ders veriyor, altlarından kalkamayacakları yaralar açıyor. Bunu ülkemizde üniversitelerde okuyan genç kızlar da yapıyor. Sadece arkadaşlarına hava atmak için, popüler sayılan gençlerle geziyor, günübirlik ilişkiler yaşıyorlar. Bunu birtakım televizyon dizileri de empoze ediyor. Oysa bilinçli toplumlarda bu yok. Diziler hep zengin erkek, fakir kız ve avcılık üzerine kurulu. Papermoon, Reina, Cahide hepsinde avlanmaya çıkan genç kızlar görebilirsiniz. Eskiden Taksim'de Süzer Plaza'nın alt katında rock barlar vardı. Orada tuvalette kıyafetlerini değiştiren kızlara bizzat şahit oldum. Alkolden gözleri kaymış genç kızların tek amacı zengin bir adam tavlamaktı. Sosyete dergilerinin de bunda payı var. Bu dergilerde bir 'ikoncan'ı yani Eda Taşpınar'ı gören kızlar, kendini onunla kıyaslıyor. 'Ben de güzelim, üstelik üniversitede okuyorum, benim niye olmasın?' diyor. Bir de gerçek örnekler çok uzak değil. Sosyetede bugün eskiden hostes olan ya da sekreter olan ve patronunu ayartmış 'hanımefendiler' var. Bunlar da maalesef özentiye sebep oluyor."