Giriş Saati : 23.10.2008 10:34 Güncelleme : 23.10.2008 22:06
Sonsuz bir yaşamın peşinde avuç avuç ilaç yutan insanların atmadıkları takla kalmadığını gördükçe hüzünleniyorum. Sonsuza dek yaşayacaklarını sanarak yanıldıklarını ne zaman anlayacaklar? Oya T./İstanbul
Aslında bir şey sormuyorsunuz, anlatıyorsunuz. Ama ben yine de işin tıbbi yönüne değinmeden geçemeyeceğim. Aslına bakacak olursanız; insan ömrü özel bir çaba göstermese de, giderek uzuyor. Son yüzyıl içerisinde keşfedilen antibiyotikler yakın zamanlara kadar en önemli ölüm nedeni olan mikrobik hastalıkları geri plana itmiş durumda.
KALP KRİZİ ARTIŞTA!
Her ne kadar dünya tam bir huzura kavuşamasa da, geçmişe göre savaşların azalması yaşam süresini artıran sebepler arasında. Buna karşın dünya refahının artması, yiyeceğe ulaşmanın kolaylaşması ve bedensel aktivitenin azalmasına bağlı kalp hastalıkları hızlı bir artış içerisinde. Endüstriyel atıklar ve çevre kirliliği ise kanseri tırmandırmakta. Fakat başta da dediğim gibi iyileri ve kötüleri terazinin iki kefesine koyarsak; iyiler ağır basıyor ve insanın ortalama yaşam süresi giderek uzuyor. Önemli bir soru bu noktada ortaya çıkıyor; eskiye göre daha uzun olan bu yaşam nasıl yaşanacak?
İşte sizin yorumunuzda eleştirdiğiniz çaba; bu soruyu çözme çabası. Aslında çok da haksız sayılmazsınız. Bazı insanlar ne kadar uzun yaşarlarsa yaşasınlar, 'sonsuzluğun zamanı' içerisinde hiçten öteye olmadıklarını unutuyorlar. Fakat sağlıklı olma çabası içerisinde olan herkesi aynı sınıfa koymamak gerekiyor. Diğerlerinin yegane arzusu, ömürlerini sağlıklı geçirmek ve elden ayaktan düşünceye kadar bu dünya için bir şeyler yapabilmektir.