kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Zapping'in dayanılmaz hafifliği

Türk Dil Kurumu her ne kadar "zapping" kelimesinin yerine "geçgeç"i öneriyorsa da, henüz dilim alışamadığı için televizyon karşısındaki kararsız hallerimizi bu yazı boyunca yine bu kelime ile ifade etmeye çalışacağım. Efendim, uzmanlar diyor ki, "Ekran karşısında durmadan zapping yapmak, psikolojik bir rahatsızlığın işaretidir. Öyle ki; insan, keyifle izlediği bir program sırasında bile zapping yapma ihtiyacı hisseder hale gelir..." Dürüstçe söyleyin: Sizin de durup, dururken "refleks olarak" elinizin kumandaya gittiği olmuyor mu? Hatta kumanda bir başkasındayken, ruhunuzun sıkıldığını, gizli bir elin boğazınızı sıktığını hissetmiyor musunuz? Keşke bu durum sadece "Televizyonda zapping yapmakla" sınırlı kalsa... Uzman psikolog ya da sosyolog değilim ama çevremde gözlemlediğim kadarıyla "zapping hastalığı" hayatımızın tamamına yayıldı. Eminim şimdilerde tiyatroya giden televizyon müptelaları, oyun sırasında "diğer kanala geçmek için" etraflarında bir kumanda aleti arıyorlardır. Ya aşk? Günübirlik ilişkilerin yaygınlaşmasının nedeni, kumandalarımızdan elimize ve sonra da ruhumuza mikrop gibi yayılan "geçgeç" hastalığı olmasın sakın? İşinden memnun olmadığı için sürekli iş değiştiren arkadaşınız, farkında olmadan sektörler arasında zapping yapıyor olabilir mi acaba? Peki, moda ve trendlerin ömrünün bir sezon bile sürmemesinin nedeni, "kanal değiştirme alışkanlığı" olabilir mi dersiniz? Her seçimde başka partiye oy atan "kararsız seçmenlerin" yüzdesinin her yıl katlanması, "zappingin politik uzantısı" sayılabilir mi acaba? Benden bu kadar... Gerisini, psikolog ve sosyologların bilimsel araştırmalarına bırakıyorum...