Bir dizi, eğer izleyenleri kavşak noktasında kararsız bırakıyor, onların içlerine ayna tutmalarına yol açıyorsa, daha çok izlenir. atv'deki Elveda Rumeli de iki haftadır izleyen herkesi "vicdan muhasebesi" ile baş başa bırakıyor. Siz Sütçü Ramiz'in yerinde olsaydınız ne yapardınız? Aşkı uğruna Müslümanlığı seçen Alex'e kızınız Zarife'yi verir miydiniz? Yoksa ileride sırtlanacakları ağır yükün altında ezilmemeleri için gençleri bu kararlarından vazgeçirmeye mi çalışırdınız? Peki Zarife'nin yerinde olsanız, ne yapardınız? Bütün güçlükleri göğüslemeyi göze alıp, üstelik ailenizi de ezip, Alex'le birlikte mi giderdiniz? Yoksa belinizi kırıp, evinizde mi otururdunuz? İşin bir de Alex tarafı var. Aşkınız uğruna dininizi değiştirir miydiniz? Elveda Rumeli'nin giderek daha fazla izleyici bulmasında bu "kavşakların" önemli rolü var. Dizinin bana göre bir başka önemli yanı, daha önce de değindiğim gibi adeta bir "tarih laboratuvarı" işlevi görmesi. 1890'lardan bugüne ne kadar az şey değişmiş değil mi? Etnik ve dini farklılıkları dibinden tutuşturup, çıkacak yangından "mal kaçırmaya" çalışanlar o gün olduğu gibi bugün de ellerinde tiner şişeleriyle ortalarda gezinmiyor mu? Bir dönem Rumeli'ye istemeye istemeye "Elveda" demiştik. Bari öte yanımıza mendil sallamasak...
Bugünkü Tüm Yazıları
'Elveda' ve 'merhaba'nın kavşağı
Yayın tarihi: 16 Ekim 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/16/gny/haber,75CF82F6D9BD482394F78FB308EC0F9D.html
Tüm hakları saklıdır.