Samanyolu TV'de pazar gecesi tesadüfen rastladım. Zülfikar adlı bir dizi yayınlanıyordu. Kara yağız bir delikanlı, kendini yaşadığı çevredeki haksızlıkların üstesinden gelmeye, mafyanın ve kötü niyetli patronların ezmeye kalktığı mağdurların haklarını savunmaya adamıştı. Dikkatle izleyince, Zülfikar ile Polat Alemdar arasında paralellikler olduğunu fark ettim. Her ikisi de, zenginden alıp, fukaraya dağıtmak, toplumdaki zararlı organizasyonların karşısına dikilmek için bireysel mücadele veriyorlardı. Polat, zaman zaman tasavvuf öğretisi ile yetişmiş babasından feyzalıyordu. Zülfikar da bir camide imamlık yapan babasının himayesindeydi. Ancak bu himaye, doğaüstü güçler de içeriyordu. Örneğin Zülfikar kapıyı açıp, tam tuzağa düşecekken, çok uzaklardaki babası bir kapıyı kilitliyor, böylece Zülfikar kapıyı açamayınca, ölmekten kurtuluyordu. Polat, kötülere adamlarını göndererek uyarıda bulunuyor ama Zülfikar kötü adamların otomobillerinin camına Kuran'dan ayetler iliştirerek, bildirimde bulunmayı tercih ediyordu. Polat, siyah Mercedes'ler, kocaman cipler kullanıyordu. Zülfikar ise 68 model bir Mustang'e biniyordu. (Zaten zapping yaparken, diziye takılıp kalmama bu yeşil renkli şahane ihtiyar neden olmuştu) Zülfikar yeri geldiğinde uhrevi mesajlar vermeyi de ihmal etmiyordu. Mesela, cezalandırdığı kötü adama şöyle diyordu: "Hukuktan kaçabilirsin ama cehaletten asla... Bu dünyada olmasa da, öbür dünyada mutlaka..." Adını, Hazret-i Ali'nin kılıcından alan Zülfikar, ekranın "keskin karakterleri" arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olacağa benziyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Bu da "yeşil" Polat Alemdar
Yayın tarihi: 18 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/18/gny/haber,92F2FA91E91347CDA8AF7EA727BAA0EB.html
Tüm hakları saklıdır.