YAPRAK Dökümü'ndeki cezaevi sahneleri, "caydırıcılık" bir yana, adeta "suça özendirici" bir etki yaratıyor. Kocaman, havadar, günlük güneşlik bir koğuş. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında.. Her sofrada ballı börek mönüsünden geçilmiyor. Oysa benim habercilik dönemlerimden bildiğim kadarıyla cezaevi şartları bu kadar güllük gülistanlık değil. Bırakın ortada salon salomanje yemek rahatlığını, tıkış tıkış ranzaların arasından geçmek bile bir mucize... Hani bu sahneleri gören evsiz, işsiz garibanlar bir an önce suç işleyip de kapağı cezaevine atmak için can atarlar vallahi... Tamam, kader mahkumlarının insanca muamele görmesi, medeni bir ortamda cezalarını çekecekleri asgari şartlara sahip olmaları hepimizin dileği. Ama öte yanda "
Türkiye gerçekleri" de var. Eminim ki diziyi izleyen pek çok kader mahkumu, Yaprak Dökümü'nün bu sahnelerini "dişlerini gıcırdatarak" seyrediyorlardır. Tabii
televizyon izleme imkanları varsa...
Yayın tarihi: 17 Ekim 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/17/gny/haber,77858E08A10B4C68AB89C2F3EEE653E5.html
Tüm hakları saklıdır.