2008'de, gözaltı ve cezaevlerinde 29 kişi öldü. BM ile 2005'te imzalanan ve işkenceye sivil denetimi sağlayacak anlaşma ise Meclis onayı bekliyor..
Metris Cezaevi'nde Engin Çeber'in işkence sonucu ölümü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nı harekete geçirdi. Vakıf, 'Engin Çeber Son Olsun" başlıklı bir rapor hazırladı. Rapora göre 2008 yılının ilk 9.5 ayında gözaltı ve cezaevlerinde 29 kişi öldü. Son 8 yılda ise bu rakam 290'a ulaşıyor. Yine rapora göre gözaltı ve cezaevlerindeki ölümlerde 2005- 2007 yılları arasında düşüş yaşandı. Ancak 2008'de rakam hızla yeniden tırmandı. Raporda faili meçhuller ile 'yargısız infazlar' başlığı da yer aldı. Buna göre de son 8 yılda 131 kişi faili meçhul cinayete kurban giderken 377 kişi 'dur ihtarına uymadığı' gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından açılan ateşler sonucu yaşamın yitirdi. İşkenceye sivil örgütlerin etkin takibinin önünü açan anlaşma ise Meclis onayını bekliyor. Gözaltı ve cezaevi benzeri alıkonulma yerlerinde işkence olaylarının ve ölümlerin önlenebilmesi açısından Birleşmiş Milletler İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü'nün (OPCAT) öngördüğü şekilde insan hakları örgütleri, meslek kuruluşları ve ilgili hükümet dışı kuruluşların temsilcilerinden oluşacak bağımsız komitelere denetim yetkilerinin verilmesini içeren anlaşmayı Türkiye 2005'te BM ile imzaladı. Protokol Dışişleri Bakanlığı tarafından Meclis'e sunulmadığı için OPCAT'i TBMM henüz onaylamadı. TBMM'de onaylanırsa protokol memur olmayan sivil ve bağımsız kişilerden oluşacak.
KAYGI VERİCİ GELİŞME Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Önen imzasını taşıyan raporda "2000-2005'ten arasında gerçekleşen nispi iyileşmelerin etkisiyle oluşan olumlu hava, 2005 yılından sonra gerek mevzuat değişiklikleri, gerekse de uygulama alanında görülen olumsuzluklarla birlikte tersine dönmüştür. Bu kaygı verici değişime dikkat çekmesi bakımından en temel hak olan yaşam hakkına dair vakaları ve vaka değerlendirmelerini, alınması gereken asgari önlemleri kamuoyu ile paylaşmayı bir görev ve sorumluluk olarak değerlendiriyoruz" denildi. Yavuz Önen SABAH'a ise "Güvenlik güçleri vatandaşı potansiyel suçlu olarak görmekten vaz geçmelidir. Güvenlik güçleri kendilerine oluşturulan hukuki siyasi kalkandan güç alarak bu tür eylemleri gerçekleştiriyorlar Bizim cezaevlerimizi dışarıdan gelen kuruluşlar inceleyebiliyor ancak bizim ulusal kuruluşlarımız denetleyemiyor. Bu protokol onu düzenliyor. 2005'ten bu yana Dışişleri Bakanlığı bu protokolü Meclise getirmedi" dedi.