kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Zevksiz bir maç havası

Türkiye şu anda 0-0 berabere giden ve iki takımın da sonuçtan memnun olduğu bir maç yaşıyor.
Teknik direktörler maçın skorunu değiştirecek bir hamle yapmak istemiyor gibi.
Seyirci de yorgun ve sıkkın bir havada.
Üstelik saha koşulları da giderek bozuluyor. Böyle bir ortam hakim ülkeye açıkçası.
Heyecan ve vizyon biraz kaybolmuş gibi.
Dünya yakın tarihin en büyük ekonomik kriziyle kasıp kavruluyor.
Böyle
bir krizin Türkiye'yi etkilememesi mümkün değil.
İlk görünen en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa'da bir daralma yaşanması.
Böyle bir daralmanın ilk sonucu ihracatın yavaşlaması, üretimin düşmesi, işsiz sayısının artması olarak görünecek.
Her kriz bir fırsattır deniyor ama böyle bir fırsatın nasıl yaratılacağı konusunda bir fikrimiz yok.
Yapılması gereken, bu gerçeği kamuoyuyla paylaşıp nasıl bir hamle yapılacağını anlatmak.
Ülke genelinde hem terörle, hem ekonomik krizle mücadele konusunda bir heyecan iklimi yaratmak.
Bunun için teknik direktörün oyuna müdahalesi şart.
Belki bir taktik değişiklik, belki bir iki oyuncu değişikliği gerekli.
Ama
bu maçın skoru değişecekse, kimse beraberliğe razı değilse, böyle bir şey yapmak şart.
Türkiye konumu, nüfusu, nüfusunun yapısı itibariyle beraberliğe oynayacak bir ülke olamaz.
Bize gol, daha doğrusu goller şart.
Ama sanki bunun için yeterli iştah kalmadı.
Ekonomik
krizle birlikte bir başka tehdit de, son dönemde kazanılan hak ve özgürlüklerin terör bahanesiyle kısıtlanma girişimleri.
Türkiye yıllarca terörle mücadeleyi en geniş yetkilerle donatılmış kamu görevlileri aracılığıyla yürüttü.
O tip yetkilere alışan kimi kamu görevlilerinin daha sonra nasıl işlere bulaştığını hep beraber gördük.
Herkesin aklında tutması gereken tek gerçek, terörü yenecek en büyük gücün daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk olduğudur.
Ekimde Meclis'e gelmesi planlanan Ulusal Program'da bu konuda hiçbir taviz verilmemelidir.
Gerek AB, gerek terör, gerek ekonomik kriz, gerek Kürt sorunu...
Hepsi yeni bir heyecan bekleyen çok önemli konular.
Buralarda atılacak veya atılmayacak adımlar ülkenin geleceğini belirleyecek.
Bunun için gerekli olan tek şey irade ve kamuoyu desteği.
Kamuoyu desteği içinse şu anki atmosferin bir an önce değiştirilmesi.
Belki de titreyip kendimize gelme zamanı tam şu andır.