Taşların büyülü diyarı: ASSOS
ERKAN SEVENLER
Giriş Saati : 15.08.2008 14:22
Yüzyıllara tanıklık eden taşların sessiz tarihi, buram buram Ege kokan rüzgârın teninizi ve dalgaları süpürdüğü bir hava, serin bir deniz ve sükûnet. Bunlar sizi cezbetti mi? O zaman biraz daha devam edelim: Balık, dağ kekiği, damla sakızlı kahve, şezlong ve minder konforunu birleştiren iskeleler, zeytinyağı, gün batımı ve aşk da Assos'ta sizi bekliyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Taşların büyülü diyarı: ASSOS
KÜÇÜK bir valiz toplayın; içinde mutlaka mayonuz, havlunuz, kitabınız, akşam saatleri için ince bir hırka ve fotoğraf makineniz olsun. İki günlüğüne de olsa düşün yollara. Pişman olmayacaksınız!
*ASSOS FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
İstanbul'dan yola çıkanlar için Balıkesir, Edremit, Altınoluk güzergâhları izlenerek veya Çanakkale yolundan İzmir yolu takip edilerek gidiliyor bu yöreye. Behramkale'ye yaklaştığınızı, köyün girişini haber veren taş köprüden anlıyorsunuz. Sonra sağlı sollu taş evler, butik oteller görüyorsunuz. Artık, dönüşte valizinize doldurup yanınızda götürmek isteyeceğiniz bir atmosfer çoktan etrafınızı sarmış oluyor bile...
Şimdi, bir yandan taş evlerin mimarisi gözünüzü okşayacak, diğer yandan tarihin izlerini taşıyan antik liman kentiyle tanışacaksınız. Bundan sonrasında, Assos sizi teslim alacak. Taş, yörenin kendine özgü dokusunda başrol oynuyor. Yollar, evler, oteller, restoranlar, çay bahçeleri hep taşla inşa edilmiş. Assos kedilerinin yastıkları bile taştan. Şunu da belirtmeden geçmeyelim: Antik dönemde Assos'un taşları zor işlendiği ve çok dayanıklı olduğu için -biraz korkutucu ama- "İnsan yiyen taşlar," denirmiş.
Assos, bir antik liman kenti olmasına karşın yerleşim ve deniz arasında 200 metrelik bir seviye farkı var. Biz deriz ki; Bemramkale'nin evlerini geride bırakın; deniz seviyesine, limana doğru kendinizi bırakın. Bu sırada antik kentin kalıntılarının yanından geçeceksiniz. Geçin gidin, çünkü tarihi kalıntılar Athena Tapınağı'nın sütunları sizi günbatımı için bekliyor olacak. Limana indiğinizde benzersiz bir Ege sahiliyle karşılaşacaksınız.
Otellerin dokuyla uyumu, başka tatil beldelerinde böylesine pek alışık olmadığımız için sizi şaşırtabilir. Daracık sokaklarda konuklarını bekleyen sıra sıra oteller ve pansiyonlar var. Konaklama için önceden rezervasyon yaptırmanız tavsiye edilir. Özellikle hafta sonları, yer bulmak oldukça zor. Eğer denizin hemen kıyısındaki otellerden birinde kalacaksanız deniz gören bir odayı tercih edin. Manzaranın ve camdan uzatsanız ayağınızı denize sokacakmış gibi hissetmenin keyfine diyecek yok.
Konaklayacağınız yeri ayarladıysanız limanda küçük bir tur atabilirsiniz. Restoranlar, küçük şirin barlar, dondurmacılar, yöreye özgü takılar ve süs eşyası konusunda fikir edinin; sonra da renkli minderlerin yer aldığı iskelelerden denize girin. Suyun soğuk olduğuna bakmayın iki dakika içinde ürpermeniz sona erecek. Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında, oteldeki akşam yemeğini (genelde pansiyon ve otellerdeki konaklama ücretine kahvaltı ve akşam yemeği dahil) kaçırmayacak şekilde zamanı ayarlayın ve tarihi kalıntılara doğru yola çıkın. Önce tarihi tiyatroyu göreceksiniz.
Tiyatroyu gezdiniz; o zaman günbatımı için köye doğru yola devam. Behramkale'nin yüzü kuzeye dönük ama antik kent Ege'ye bakıyor. Buradaki kalıntılar yüzyıllardır Ege'nin imbat rüzgârına göğüs geriyor. Giriş biletinizi aldınız. Artık MÖ 10. yüzyılda Metymna (Midilli) halkı tarafından kurulduğu söylenen tarihi Assos'u soluyorsunuz. Tarihin tanıkları taşlar ve Athena Tapınağı'nın yeniden ayağa kaldırılmış sütunları karşınıza çıkıyor. Şimdi güneş de günbatımının kızıllığını almışken deklanşöre basmanın; anı ölümsüzleştirmenin tam zamanı.
CANLI MÜZİK VE ROMANTİZM
Akşam yemeği için otel yerine başka bir mekânı tercih ederseniz, limana gidebilirsiniz. Ama acele etmeyin! Daha damla sakızlı kahve içmek için zamanınız var. Köye doğru inerken sağ kolda, ateşin üzerinde fincanların ısıtıldığı bir çay bahçesi göreceksiniz. İşte o fincanlardan bir tane kapın ve Ege'ye has bu lezzeti tadın.
Kahve keyfini lezzetli bir yemek takip edecek. Balık yemeden dönmeyin. Nerede yerseniz yiyin yemeğinizi, ayın şavkının aydınlattığı Assos kıyısında canlı müzik mutlaka çalınır kulağınıza. Bu romantik Assos akşamında sevdiğinizin gözlerine bakarak şarkıya eşlik edip etmemek de size kalmış artık. Dönüşe geçmeden önce Kadırga Koyu'nu da görmenizi tavsiye ederiz. Kadırga Koyu Behramkale'den Küçükkuyu, Altınoluk tarafına giderken 5 km. sonra karşınıza çıkıyor.
Oteller ve pansiyonlarla dolu geniş koy tertemiz bir denize sahip. Nem oranının düşüklüğü ve öğleden sonra esen imbat, bunalmadan güneşlenebileceğiniz bir tatil imkânı sağlıyor. İmkânınız olursa zeytin ve zeytinyağı almadan Assos'tan ayrılmayın. Behramkale'nin şirin dükkânlarındaki altın sarısı rengiyle orijinal şişelerdeki yağlar eve gittiğinizde size bu kısa tatili hatırlatır...
İLİŞKİLİ HABERLER
Taşların büyülü diyarı: ASSOS
Yayın tarihi: 6 Ekim 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/06//haber,2616E360A40B4B6092003CF7FC70A447.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.