Ortada koca bir çanak, etrafında ise yüksek dağlar...
Köyler varlığı ile yokluğu zor seçilir şekilde vadiye serpiştirilmiş.
Helikopterimiz buruşturulmuş bir kesekâğıdını andıran tepelerin arasında dolaşarak alçalmaya başladı.
Yanımızdaki komutan sağımızın İran, solumuzun Irak olduğunu söyledi.
Zaten İran'ın sınır karakolu da havadan seçiliyordu.
Bir tepenin diğerini gölgelediği dağlık Irak tarafında bir şey görmenin olanağı yoktu.
Sözünü ettiğimiz, 16 yıl kadar önce, 12-13 Eylül 1992'de 22 şehidin verilmesi sonrası Aktütün Karakolu'na gidişimiz...
PKK o gün de dünkü saldırının neredeyse aynını gerçekleştirmişti.
Gevaruk ve Leylek dağlarının arasındaki sırtta kalan Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na saldırmıştı...
Çatışmanın içindeki komutan olarak
Erdal Sarızeybek'in de
"Şemdinli'de Sınırı Aşmak" kitabında bütün detaylarını yazdığı gibi, PKK önce Aktütün'ü gören Bayraktepe'ye saldırmış, orayı ele geçirdikten sonra da karakola yayım ateşine başlamıştı.
Neden bugün? Peki, Dağlıca sonrası gerçekleşen sınır ötesi operasyonlardan bu yana varlık gösteremeyen, sadece mayın eylemleri ile vur kaç yapan terör örgütü PKK, Aktütün eylemi ile neyi hedefledi?
Ayrıca bu saldırının olacağı bilinmiyor muydu?
Son sorudan başlarsak, aynen 16 yıl önce olduğu gibi bu saldırı bekleniyordu...
Terör örgütünün bu eylemi yapmasının amaçlarını sıralarsak:
-
Bir zamanlar kaynak bulduğu kamuoyunda kabul gören "örgüt yok oluyor" imajını yıkmak istedi. - Son günlerde Altınoluk'ta da görülen
"Türk-Kürt" çatışması görüntülerinin yaşandığı dönemi kullanmak istedi.
-
Haftaya çarşamba günü Meclis'te görüşülecek DTP dışındaki tüm partilerin destek verdiği sınır ötesi tezkere öncesi dönemi seçti. - Genelkurmay Başkanı Orgeneral
İlker Başbuğ'a Doğu ve Güneydoğu gezisinde halkın gösterdiği teveccühten rahatsız oldu.
-
DTP'nin Anayasa Mahkemesi'nde görüşülen ve sonuna gelen davasının kapatılma yönünde gelişmesini arzuladı. - Mart sonunda yapılacak yerel genel seçimlere dönük planını da bugünden hayata geçirmeye başladı.
-
Türkiye ile Irak'ın Kürt bölgesive Bağdat yönetimleri arasındaki yakınlaşmanın arasına çomak sokmayı amaçladı. Çoğunluk ırkçıları Dolayısıyla terör örgütü bölge halkına,
"ben ayaktayım mesajını" gönderirken, uzun süredir yaratmak istediği TürkKürt gerilimi ile etnik ayrışmayı körüklemeyi hedefledi.
Zaten PKK'nın uzun süredir bu planı biliniyordu; Anadolu topraklarında yüz yıllardır başarılamayan azınlık bölücülüğünü, çoğunluk ırkçılığını körükleyerek gerçekleştirmek istiyordu.
Terör örgütü PKK bu eylemleri ile başarılı olabilir mi?
Son yıllardaki durumuna bakılırsa o kadar kolay değil.
Öncelikle bütün dünyanın teröre karşı katı duruşunun yükselişe geçtiği bu dönemde yok olmaktan kurtulamayacak.
Yurtiçindeki yaşam şansı süreci de sanıldığı kadar uzun olmayacak.
İster DTP hakkında kapatma davası açılmasını kullansın, ister korku yaysın, ister etnik çatışmayı körükleyip bağımsız adaylarla hareket etsin.
Terör örgütü bölgede geçmişteki kadar güçlü değil.
En büyük kaybını ve erime sürecini de yerel seçim ile birlikte yaşamaya mahkûm...
Tabii bu erimeyi hızlandıracak ısıyı da Ankara'nın yıllardır düşüncesinde ve dilinde olan, ancak icraata geçirmekte zorlandığı adımlar belirleyecek...
Yayın tarihi: 5 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/05//haber,20993CB911A04C10AA1A6569E5051406.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.