kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

IMF'den iç karartıcı kriz raporu

Giriş Saati : 03.10.2008 13:40
Güncelleme : 03.10.2008 23:40
Yeni Haber
Uluslararası Para Fonu (IMF), finansal krizin dünya ekonomisini olumsuz etkileyeceğini bildirdi. ABD ve diğer bazı gelişmiş ülkelerde yaşanan finansal krizin, bu ülkelerin bazılarında daha uzun ve daha derin bir yavaşlamaya yol açması beklendiğini kaydeden IMF, özellikle ABD'nin "derin resesyona" girebileceğini belirtti. IMF, Avrupa'daki yükselen piyasalardaki cari açıkların "risk" oluşturduğu uyarısını da yaptı.

Bu ayın ortasında gerçekleşecek IMF-Dünya Bankası ortak toplantıları öncesi 8 Ekim'de IMF tarafından yayınlanacak olan "2008 Dünya Ekonomik Görünümü" raporunun bazı bölümleri açıklandı. Finansal krizin reel sektör üzerindeki olası etkilerinin değerlendirildiği raporda "Finansal kriz, ekonomik yavaşlamayı derinleştirebilir" görüşü vurgulanırken, ABD ve diğer bazı gelişmiş ülkelerde yaşanan finansal krizin bu ülkelerin bazılarının ekonomilerinde uzun ve derin bir yavaşlamaya yol açması beklendiği ifade edildi.

IMF raporunda, piyasaya dayalı finansal sistemleri olan ABD gibi ekonomilerde finansal krizin özellikle reel sektörü vurabileceği belirtirken finansal gerilimlerin ardından bu ülkelerdeki ekonomik aktivitelerin sert daralmalara daha kırılgan olduğu vurgulandı. Buna karşın, ABD'de bankacılık dışı sektörünün iyi durumda olması ve Merkez Barkasının (FED) faiz oranlarına ilişkin yaklaşımının ülkenin şimdiye kadar resesyona girmemesine katkıda bulunduğu da kaydedildi.

ENFLASYONİST BASKILAR SÜRECEK

Dünya ekonomisindeki yavaşlamaya karşın enflasyon risklerinin sürdüğüne, ham madde fiyatlarının yüksek ve oynak olmayı sürdüreceğine dikkat çekilirken, bu yöndeki enflasyonist baskıların kontrol altına alınması için para politikalarının daha da sıkılaştırılması gerekebileceğinin altı çizildi.

IMF, mali politikaların büyümeyi teşvik etmek açısından potansiyel olarak değerli bir araç olduğunu; ancak iyi uygulanmaması halinde yarardan çok zarar verebileceği uyarısına da yer verirken, borcu sürdürülemez kılan, vergi indirimleri veya harcamalardaki artışların üretimin artmasından çok düşmesine neden olabileceğini de vurguladı.

FİNANSAL GERİLİMLER REEL EKONOMİYİ KÖTÜ VURACAK
185 ülkenin üyesi olduğu IMF raporunun açıklanan bölümlerinden birinde de "finansal gerilimlerin reel ekonomiyi sert bir biçimde vurması beklendiği" belirtildi. Ticari ve yatırım bankalarında meydana gelen ve gerilim yaratan finansal krizlerin ekonomilerde ciddi yavaşlamalara yol açması olasılığının bulunduğu uyarısı yapıldı.

IMF tarafından yapılan araştırmaların, son 30 yılda 17 gelişmiş ekonomilerde görülen 113 finansal kriz olaylarının yüzde 60'ında bankacılık sistemine bağlı yavaşlamaların meydana geldiğini ortaya koyduğu bildirilirken "ABD'de ekonomik yavaşlama, daha ciddi hale gelerek resesyona dönüşebilir" değerlendirmesi yapıldı.

Buna karşın IMF, euro bölgesindeki durumun bir resesyondan çok bir yavaşlamaya işaret ettiğini, euro sistemindeki 15 AB ülkesinde hane halkı bilançolarının "göreli olarak güçlü", kişisel tasarrufların da ABD'den yüksek olduğunu düşünüyor.

CARİ AÇIKLARIN SAKINCASI
Başta Asya ve Avrupa'da yükselen piyasalardaki cari açıklarını inceleyen IMF, Asya'daki cari fazlalıklar artarken Avrupa'da cari açıkların derileştiğini belirtti. Avrupa'daki uzun süreli cari açıkların "risk" oluşturduğunu kaydeden IMF, 2007 yılında Asya'daki cari fazlalıkların GSYİH'ya oranı yüzde 5 düzeyinde iken Avrupa'daki açıkların oranı, yüzde 10 gibi yüksek seyrettiğine dikkat çekti.

IMF, cari dengelerde görülen farklı eğilimlerin ekonomik kalkınma ile sermaye akımları arasındaki bağa ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdiğini belirtirken, tüm bu yükselen ekonomiler arasında cari işlemlerde çok farklılıklar görünse de son 10 yılda yüksek büyüme sağladıklarına dikkat çekti.
ANKA