kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Başkası gibi yapmak

Başkası iyi yapıyorsa, neden olmasın! Ancak her şeyi başkası gibi yapınca da kendimize ait ne bir üretim modeli ne de bir yönetim yaklaşımı gelişemiyor.
Bugün işe dair her şeyimiz, işimize yarasın yaramasın Batı'dan getirilmiş. Yasasından, düzenlemesine, iş süreçlerinden iş yapma tarzına dek, gelişmiş ekonomilerin yarattığı her değeri, sorgulamadan alıp, hayatımıza yerleştirmişiz.
Batı'da sendika vardır. Bizdeki " Lonca " sistemini bir anda inkâr ederek, "sendikalizm"i buyur etmişiz. Batı'nın çalışma yasalarını paketleyip almışız. Paketten grev ve lokavt gibi iki enstrüman çıkmış.
Kendi yaratmadığımız araçları kullanmayı öğrenmenin bedelini ağır ödemişiz.
Batı'da çek vardır. " Anında para " demektir. Aynen kopyalamışız.
Fakat nedense bizde vadeli ödeme aracı haline dönüşüvermiş.
Hatır ve güvene dayalı yapma tarzımıza uymayan çek modeli bize hâlâ çektiriyor. İnsan Kaynakları, son zamanların en moda iş kavramlarından biri.
Performans değerlendirmesi, psikometrik analizler, grading sistemleri vs... Oysa başka bir kültürün yarattığı bu süreçler bizde farklı çalışıyor. Ve hiç kimse, " aldık da işimize yarıyor mu? " sorusunu sormuyor.
Anadolu ve KOBİ'leri keşfeden büyük şirketler, Batı'dan aldıkları iş kültürüyle, mesela cuma günü Anadolu kentlerinde toplantı düzenliyor. Cuma namazının kültürel boyutunu ıskaladığı için de çuvallıyorlar.
Oysa kopyaladığımız Batı, yöresel değerleri zorunlu olarak fark etmeye başladı. Mesela İsrail'de dindar Yahudilerin uygarlığın nimetlerinden uzak yaşadıkları Şabat günü çalışmayan kredi kartı geliştiriyorlar.
Dini kuralları çok sıkı uygulayan Yahudiler Şabat günü boyunca otomobil kullanmıyor, telefon etmiyor ve hiçbir elektrikli cihazı çalıştırmıyor. Biz de benzer bir olguyu, yıllar önce " faize sempati ile bakmayan kesimin parasını bankacılık sistemine çekebilmek için " faizsiz bankacılık ve finans kurumlarıyla yaşadık.
Gördük ki basit bir yöresel farkındalık, yeni zenginlik alanları yaratabiliyor.
İşi, başkası gibi yapmak, öğrenme sürecinde işe yarayabilir.
Ancak kendi kültürünü oluşturamayınca, dinamizmini işinde yeterince kullanamaz ve potansiyellerine erişemiyorsun.
Arada bir dahi olsa kendin gibi yapmayı denemeye ne dersin!