kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

CHP olarak hodri meydan diyoruz

Giriş Saati : 27.09.2008 18:08
Güncelleme : 27.09.2008 20:13
Yeni Haber
Fırat'ın ardından CHP'li Kılıçdaroğlu da TBMM'de düzenlediği basın toplantısından iddialara hemen karşı yanıt verdi:

DANIŞTAY KARARI: Danıştay kararının hayali ihracatla ilgili olmadığını söyledi. Bunun anlamı o dönemde yapılan ihracatın gerçek olduğudur. Mersin İdare Mahkemesi'nin kararında "1994 de gümrük beyannamelerine konu olan ihracata ödenen parasal ihracat teşviklerine dair DFİF pirimini gerçekte ihracat işlemleri yapmadan para transferi suretiyle haksız olarak elde ettiği sabit olduğundan..." diyor. Ayrıca, İngiltere'ye yapılan ihracat konusunda Sayın Fırat'ın zaman aşımı dolmadı, bunu da unutmasın. Alnınıza Danıştay kararını yapıştırdık, illaki çivilememiz mi gerekiyor.

KIRMIZI HAT: Sayın Fırat'a göre MENAS kırmızı hatta değilmiş. Gümrük Müsteşarı, "MENAS'ın kırmızı hatta olup olmadığını açıklayamam" diyor. Gümrük Müsteşarı daha ne desin. Ayrıca, bir bilgi daha vereyim kendisine. Gümrük İdaresi'nin elindeki tek yetki 'kırımızı hat'tır. Onun dışındaki yaptırımların tümü Gümrük İdaresinin dışındadır.

ELBETTE 'KIRMIZI-YEŞİL' YAZMAZ: Yazı elbette uyuşturucu yakalanmadan 7 ay önce yazıldı. Özelliği de bu zaten. Kırmızı hattan çıksaydı uyuşturucu yakalanacaktı. Belgeye niçin, hangi gerekçe ile kendi ismi yazıldı. Bürokratlara denilmek istendi ki, "Bakın bu kişi AKP genel başkan yardımcısı, başbakan Erdoğan'ın en yakınındaki isim, yardımcısı. Bizi kırmızı hattan çıkarın." Bütün ortakların adı değil de niçin Sayın Fırat'ın ismi yazılı. Açık ve net şekilde nüfuz suistimalidir. Belgelerde elbette açık şekilde 'kırmızı hat-sarı-yeşil hat' diye yazmaz. "Her türlü engelleri kaldırın" deniliyor. Bunun başka ne anlamı olabilir. Gümrük sadece arama yapar. Bu yazı ile 'aramayın' deniyor.

MÜFETTİŞİN VİCDAN AZABI: Siz o raporu açıklayın ki ben de vicdan azabı çeken o müfettişin niçin, hangi gerekçelerle vicdan azabı çektiğini açıklayayım. Ayrıca, Sayın Fırat'tan bir raporu daha açıklamasını isteyelim. 24.10.200 günlü ve 144/9 sayılı Hazine Kontrolörü Sayın Orhan Tur'un raporu. Bu rapor da ortaya çıkarsa sanırım artık Sayın Fırat elmalarla armutları karıştırmayacak. Israrla MENAS'ın Ukrayna'ya yaptığı ihracattan söz ediyor. Biz İngiltere'ye yapıldığı söylenen ve Fırat'ın da MENAÜS yönetim kurulu 2. başkanı olduğu dönemde yapılan ihracattan söz ediyoruz.

"SÜLÜN OSMAN":
Kendisinin ailesinden aldığı terbiye böyle konuşmasına izin verebilir. Ama, benim terbiyem izin vermez. Ben böyle konuşuyorum.

BAYKAL'IN MALVARLIĞI: Sayın Baykal'ın açık ve net bir teklifi var. Baykal ve Erdoğan'ın dokunulmazlıklarını kaldıralım ve her iki lider de gidip yargılansın. Sizin, AKP grubunun ve Başbakan Erdoğan'ın bunu yapmaya yüreği, cesareti var mı? Buna yüreğiniz yetmiyorsa sadece Sayın Baykal'ın dokunulmazlığını kaldıralım. Başbakanı o yolsuzluk çamurları içinde bırakalım. Buna da yüreğiniz yetmiyorsa iki lider yine Uğur Dündar'ın yönetiminde hem kişisel konumlarını hem de yolsuzluklarını tartışsınlar. CHP olarak 'hodri meydan' diyoruz.

Kılıçdaroğlu, AKP'li Fırat'a şu soruları yöneltti:

-Hisselerinizi 1 Eylül 2007'de 300 bin dolara devrettiğinizi açıklamıştınız. Ve hisse devir bedellerinin de bankaya yattığını açıklamış ve dekontları dağıtmıştınız. Dekontlarda gönderilen paraların 'hisse devir bedelleri' olduğu niçin yazmıyor? 300 bin dolara sattığınızı söylediğiniz hisse devrinin 200 bin doları hangi tarihte bankaya yattı?

-Amerikan RAİGES Firmasını tanıyor musunuz? Bu firmadan MENAS'a para geldi mi?