Kafkas adımı...

Baştan belirtelim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Erivan gezisi iddia edildiği gibi Azeri yönetiminde bir kırgınlık yaratmamış...
Bırakın kırgınlığı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Gül'ün Erivan gezisinin hemen ardından bütün bürokratlarını bu konuda bir tepki vermemeleri konusunda uyarmış.
Aktarıldığına göre Aliyev, Gül'ün Erivan gezisine yönelik Türkiye'den gelen eleştirilere tepki göstermiş.
Türkiye'deki muhalefet partilerinin konuya yaklaşımları ve eleştirilerini doğru bulmadıklarını Gül'e de aktarmış.
Görülüyor ki, önceki gün Gül ile Aliyev'in 1.5 saat baş başa süren görüşmesinde her iki taraf da bundan sonraki yol haritasını belirlemiş:
"Türkiye ile Ermenistan'ın doğrudan teması olmayınca başkaları üzerinden veya gizli temasla bir şeyler kotarılmaya çalışılıyor; o da etki yaratmıyordu. St. Petersburg'daki görüşmede Azerilerin yalnız olması mı daha iyiydi; yoksa yanında Türkiye de olsa daha mı? Üçlü görüşmenin bir tarafının Türkiye olması kimin işine yarar?"

Saygılı iyimserlik
Gül'ün de dün söylediği gibi Türkiye, kendi sorunlarını gidermek için Azerileri bir kenara itekleyip, "Tamam buraya kadardı..." deme niyetinde değil.
Aksine bölgedeki sorunlara Azerbaycan ile birlikte çözüm bulma arayışında.
Ancak görülüyor Ermenistan ile sorunların nasıl çözüleceği konusunda yol haritası çizilmiş.
Sorunun çözümüne "karşılıklı adımlarla" gitme yöntemi belirlenmiş.
Erivan sonrasının ikinci adımı New York'ta Türk-Azeri-Ermeni Dışişleri Bakanları'nın buluşması olacak.
Sonrasını kimse öngöremiyor.
Ancak dün Gül'ün de dönüş yolunda söylediği gibi her iki taraf da "rakibine saygılı iyimserlik içinde" davranıyor ve çözüm yönündeki adımlara pozitif yaklaşıyor.
Azerbaycan da Ankara'nın Erivan açılımına, "bir başlangıç yapıldı" diye bakıyor.
Ancak, Ankara da Gürcistan krizinin ardından gündeme getirdiği "Kafkas İşbirliği ve İstikrar Platformu" ile bugün ortaya çıkan arayışı arasındaki algı kırılımını gidermeli.
Çünkü başlangıçta ortaya konulan Platform'u bir kenara bırakılıp, sadece Ermeni sorununa dönük çözüm arayışına indirgenmiş gibi bir algı ortaya çıkmış bulunuyor.
Ankara'nın bu algıdan kurtulup, kendisini de bizzat ilgilendiren bölgenin tümüne yönelik çözüm arayışlarının dışında kalmaması gerekiyor.
Yoksa herkes çözümünü bulur, kendisini ilgilendiren sorunlar da bir 17 yıl daha devam eder...

İlgilisine not:
Cumhurbaşkanı Gül'ün Bakü dönüşü uçakta söylediği "Ermeniler de işgal ettiği topraklardan çekilmeye gönüllü" sözü gazetemizin dünkü manşetinde yer aldı.
Dün bir televizyon programında, "Diğer gazetede olmadığına göre böyle bir söz söylememiştir" gibi Aristo mantığına uygun düz bir yaklaşım sergilenmiş.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkana anlatmak gerekirse...
Cumhurbaşkanı, Bakü dönüşü uçakta "yazılmamak kaydıyla" Erivan izlenimlerini anlatırken, "Ermeniler de Azeri topraklarında kalmaya niyetli değiller; çekilmeye gönüllüler" dedi.
Gül'ün böyle bir sözünün olmadığı fikrini savunan arkadaşın program yaptığı NTV'nin Ankara Temsilcisi Murat Akgün ile CNN Ankara Temsilcisi Yavuz Oğhan arkadaşlarımız bu cümlenin üzerindeki yasağı kaldırmasını rica etti; Cumhurbaşkanı da "kullanabilirsiniz" dedi.
SABAH yazıişleri de gece yarısı üşenmedi, Gül'ün sözünü manşetine taşıdı.
Konu bundan ibarettir.
Her konuda fikir sahibi olmaya çalışmak, insanın sadece kendisini değil, izleyenini de yanıltır...

Düzeltme: Dünkü yazıda Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın ismi sehven Haydar Aliyev diye yazılmış; İlham Aliyev olarak düzeltir, babasını rahmetle anıp, özür dileriz.