Kafkasya'daki gelişmeler
Türkiye'yi, Gürcistan ile Rusya arasında bıraktı.
Bir yanda, Karadeniz'in savunmasından, kriminal suçlarla mücadeleye kadar birlikte hareket ettiği; ticaretini geliştirdiği; enerjisinin büyük bölümünü karşıladığı Rusya...
Diğer yanda kuzeyde sırtını dayadığı, stratejik öneme sahip iyi komşu Gürcistan...
Peki,
Türkiye Kafkaslar'daki gerilimin bu noktaya gelmesini bekliyor muydu?
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki devir teslim töreni sonrası resepsiyondaki sohbetlerden aktarıldığı kadarıyla bekliyormuş.
"Ayıyla yatağa girmek" Hatta bugün gelinen noktadan çok daha ilerisini...
Bundan dolayı Gürcistan Devlet Başkanı
Saakaşvili, önce dolaylı ardından da doğrudan uyarılmış.
Kendisine 2. Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü'nün Rusya'ya dönük şu sözü örnek gösterilmiş:
"Büyük devletlerle ilişkiye girmek ayıyla yatağa girmeye benzer. Sevmek için sarılsa bile tırnakları kanatır..." Bir ay kadar önce yapılan KarsTiflisBakü demiryolunun temel atma töreninde Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül de Saakaşvili'ye aynı uyarıyı yinelemiş.
"ABD çıkacak..." Şimdi soru şu; ısınan Karadeniz'in suyu sonbaharla birlikte soğur mu?
Resepsiyonda konuşulanlardan yola çıkarak şu sıralamayı yapmak olası:
*
Yaşananlar Kırım savaşının benzeri. Ancak bu kez Türkiye güçlü... * ABD Karadeniz'e en fazla üç grup savaş gemisi daha çıkarır. Montrö nedeniyle çıkarabildiği bu küçük gemilerle Ruslara kafa tutulamayacağını bilir. Rusya'nın Karadeniz'e soktuğu gemileri geri çekmiyorum deme hakkı yok. ABD ve Rus tarafıyla sürekli temas halindeyiz. Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında çok büyük bir işbirliği var. ABD bizi anladı Montrö'nün ihlali söz konusu olmayacak. Karadeniz'e çıkan savaş gemileri 21 günlük kalma sürelerini aşmayacak, tonaj sınırlamalarına da uyacak.
*
Eğer ABD Karadeniz'de sorun çıkarırsa bölgede diğer ülkelerde de sıkıntıya neden olur. Kafkaslar birbirine girer. Bundan da sadece bölge değil, başta AB ve ABD zarar görür. * Karadeniz'de Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve Gürcistan Rusya'ya karşı bir güç oluşturdu. Ancak
Türkiye, 2. Dünya Savaşı'ndaki tarafsızlığa dayalı politikasını sürdürecek.
*
Komşu ülkelerin Karadeniz'de oluşturduğu askeri işbirliği Blackseafor ve Blacksea Harmoni'nin sağlıklı çalışması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu iki yapı bozulmamalı, KEİ çalışmalı. * Elinde bu kadar büyük enerji gücü olan, G-8 ile
NATO-Rusya konseyinden çıkmış bir Moskova, daha güçsüz mü olur; yoksa daha ağırlıklı bir tehdit unsuru mu? Batı buna karar vermeli...
*
Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı bir ay kadar önce ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye'ye yaptı ve "Stratejik ortağımız olmalısınız" dedi. Bu Rusların Türkiye'ye güvenini gösteriyor. Bölgedeki sorunun çözüm merkezi her iki tarafa da eşit duran Türkiye'dir. Ankara'nın soruna yaklaşımı böyle...
Bu görüşler sadece devletin üst düzeyinde değil, akademik çevrelerde de dile getiriliyor...
Nitekim dün TEPAV'da düzenlenen Kafkasya panelinde Prof. Dr.
Mustafa Aydın ve Doç. Dr.
Mithat Çelikpala'nın sözlerinin özeti benzerdi:
"Karadeniz'de ortaya çıkan ayrışma Türkiye'yi, Batı ve Gürcistan ile Rusya arasında bıraktı. Türkiye denge politikasını ne kadar koruyabilecek?"
Yayın tarihi: 29 Ağustos 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/29//haber,D67E2A33F88A4FA4820E8C7E8F9D7C30.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.