Aslında iki ülkeyi de bu noktaya dış baskılar getirdi. Sözünü ettiğimiz bir aksilik olmaz ise Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün, yarın gerçekleşecek Ermenistan gezisi...
Her ne kadar Gül'ün iki ülkenin milli futbol takımlarının karşılaşması zemin oluştursa da Çankaya Köşkü'nden önceki akşam yapılan açıklamada da vurgulandığı gibi gezi,
"sportif bir karşılaşmanın ötesinde önemli fırsatlar sunan bir anlam" taşıyor.
Önemli olan iki ülke siyasetçilerinin bu fırsatları görebilmesi...
Çünkü her iki ülkeyi de bu noktaya dış baskılar getirdi.
Nisan 2009'a kadar... Şöyle ki:
Ankara, uzun süredir mücadele verse de
"Ermeni diasporasının, ABD ve AB'deki soykırım iddiaları" karşısında başarılı olamadı.
Her yıl nisanda aynı sıkıntılı süreci ABD'de yaşamak zorunda kaldı.
Geçen yıla kadar Beyaz Saray desteği ile süreci lehine çevirebildi.
Ancak, Nisan 2009'da aynı durum söz konusu olmayabilir.
Karşısında, iddialara destek veren bir ABD Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Temsilciler Meclisi Başkanı bulunabilir.
Dolayısıyla
Türkiye'nin bir an önce
"Ermenistan ile sorununu çözmüş ancak Ermeni sorununu çözememiş" pozisyona ulaşması gerekir.
Türkiye'nin bir diğer zorluğu, Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları ve Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Ermenistan'a uyguladığı ambargoda yatıyor.
İşin bu yanı da paradokslarla dolu...
Çünkü Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile Ermenistan Cumhurbaşkanı sürekli görüşüyor; Gül'ü
Sarkisyan'a
Aliyev tanıştırıyor...
Türkiye ise Azerbaycan dolayısıyla Ermenistan ile görüşmüyor.
Bütün bunların gölgesinde kaldığı için Ermenistan'ın
Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelik tehdidini uluslararası arenada sorun haline getiremiyor.
Bu sürecin devamı mümkün değildi.
Ermenistan izole olunca Aslında Ermenistan'ın da karşılaştığı dış şartlar çok daha ağır.
Güney Osetya çatışması ve RusyaGürcistan savaşı en büyük zararı Ermenistan'a verdi.
Dünyaya Gürcistan üzerinden açılan Ermenistan'ın nefes borusundan biri tıkandı.
Gürcistan dış dünyadan destek alırken, en çok zararı gören Ermenistan daha da izole oldu.
Geçen yıl Rusya ile Gürcistan arasındaki gerilim dolayısıyla doğalgazının bir bölümünü İran'dan karşılamak zorunda kalan Erivan'ın bu kışı nasıl geçireceği bilinmiyor.
Sorunsuz nefes borusu Kars Kapısı ise dışarıdaki
"tuzu kuru" Ermenilerin yarattığı sorunlar dolayısıyla açılamıyor.
Ülke iç politika nedeniyle fakirleşiyor; nüfusunun önemli bölümü ise
Türkiye'de kaçak işçi olarak çalışıyor.
Çankaya Köşkü'ndeki sohbetlerimizden çıkardığımız kadarıyla, konjonktür çok iyi değerlendirmiş; iyi bir hazırlık da yapılmış.
Gül'ün dosyaları Gül'ün çantasında üç dosya bulunuyor.
1-
Türkiye'nin Ermenistan ilişkileri ve düzeyine dönük durum tespiti ve ilişkilerin teknik düzeyden yukarı çekilmesi...
2-Yukarı Karabağ ve Azeri topraklarının işgali sorununun çözümü için oluşturulan Minsk Grubu üyesi olarak
Türkiye'nin önerileri.
3-Kafkaslar'daki genel durum ve
Türkiye'nin Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu önerisi.
Bunlardan nasıl sonuç alınır bilinmez.
Dileriz bugün muhalefette olan
Ter Petrosyan 1992 KEİ İstanbul Zirvesi süreci sonrası kendisine çektirilenleri, Cumhurbaşkanı Sarkisyan'a çektirmeye kalkmaz...
9'uncu Cumhurbaşkanı
Demirel'in de sohbetimizde vurguladığı gibi
"Dileriz bir aksiliğe kurban verilmez" de iyi bir başlangıç olur.
Dileriz sporun siyaseti bir kez daha başarıya ulaşır.
Yayın tarihi: 5 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/05//haber,9F89BF754F754C639F151DA432851BAB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.