"Bu ülke bitiyor.. Tükeniyor" diyorum.. Dediğimle kalıyorum.. Söylesem tesiri yok.. Sussam gönül razı olmuyor..
Bakın bu ülkenin başbakanıyla en büyük medya patronu arasında yaratılan ve sonunda hiçbir yere varmayacağı bilinen "Kayıkçı Kavgası"nın tozu dumanı arasında kaybolup giden iki haberin arkasında neler var?..
Bir sağlık tesisinde bir genç kız öldü. Öldüğü gün anlaşıldı ki, orası resmen sağlık tesisi değil, otel. Fiilen sağlık tesisi ama ambulansı yok. Doktoru yok. Yani gerektiğinde acil müdahale mümkün değil.
Orada insanlara kilo verdiriyorlar. Ama işi düzenleyen kişi diyetisyen değil, genel cerrah..
Kısa zamanda büyük kilolar verdirme hayati risk taşıdığı halde, oraya kabul edilen "Paralı" kişilere üstün körü bir sağlık muayenesi dahi yapılmadığını, bizzat oraya giden ve günlerce oranın methiyesini yapan, yani tesis ve sahibi hakkında fevkalade iyi niyetli bir gazeteci söylüyor.
Şimdi böyle bir tesiste, bir genç kız böyle pisi pisine "Öldürülseydi" Fransa'da mesela, o ruhsatsız, o denetimsiz, o en temel gereksinimlerden dahi yoksun tesisin trilyoner sahibi bugün tutukluydu. Tesisin kapısı da mühürlüydü.
Bizde adam işini yürütmeye, parasını kazanmaya devam ediyor.. Bir de sıkılmadan ve gülerek canlı yayınlara çıkıp sohbet ediyor.
Okul servisi, frenleri patladığı için köprüden uçuyor. Dört ilkokul öğrencisi ölüyor. 25 öğrenci yaralanıyor.
Bu olay Amerika'da, ya da
Almanya'da olsaydı mesela.. Yer yerinden oynardı..
Onlar çocuklarına göstermelik bayram günü ayırmazlar ama üzerlerine gerçekten titrerler.. Çünkü çocukların gelecekleri olduğuna yürekten inanırlar.
Öğrenci servisi orada, bizde Ahmedinecad'ı taşıyan Abdullah Gül'ün arabası neyse odur.
50 metreden yakın izleyemezsin. Durduğu zaman sollayıp geçemez, sen de durur beklersin. Çocuk servisi yapan araçlar, normal araçların bin katı sağlamlık denetiminden geçerler. Çocuk servislerine şoför olmak dünyanın en zor işidir. Yıllarca, hem de tertemiz bir sicille araba kullanacaksın. Yaşını başını almış olacaksın.. Evde düşünmek zorunda olduğun bir ailen olacak. Yaa.. Oraya kadar..
Bütün bunlara rağmen,
bir araba frenleri patladığı için devrilip dört çocuk ölürse ne olur bilir misiniz?.Eyalet Valisi, ya da Milli Eğitim Bakanı istifa zorunda kalır. Orada, sorumluluk anlayışı odur. Manevrada bir erin silahına plastik yerine gerçek mermi kondu, üç kişinin burnu kanadı diye istifa eden Genel Kurmay Başkanlarının ülkesidir orası çünkü.
Bizde gençlerimiz, çocuklarımız, insanlarımız pisi pisine ölürler birbiri ardına.. Allah'ın günü bu ölümler minnacık minnacık haber olur en fazla..
Balık hafızalı, en az bu ülkeyi yönetenler kadar sorumsuz ve sahiplenmeyen medyam üzerinde durmaz, unutur.
Bu yüzden sorumlu mevkilerde oturanlar zerre rahatsız olmadan keyiflerine devam ederler.. Bilirler ki, yaptıkları, yapmadıkları her şey yanlarına kar kalacak, hesabını soran çıkmayacaktır.
Şimdi söyleyin, böyle bir ülke "Uygar" olur mu?.
Ölmeye devam.. Bugün sıra kimde?..
Bugünkü Tüm Yazıları
Sahipsiz ülkenin sorumsuz insanları!..
Yayın tarihi: 12 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/12//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.