kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
9 Ocak 1996, Haluk Görgün.

Önüm, arkam, sağım, solum provokasyon!

İLİŞKİLİ HABERLER
Önüm, arkam, sağım, solum provokasyon!
Hâlâ Şaibeli
9 Ocak 1996
günü İstanbul 4. Levent'te yer alan Sabancı Center'ın 25. katında, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe öldürüldü.

Eylemi DHKP-C üyeleri Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın yaptığı öne sürüldü.. Olaydan sonra uzun süre aranan üç katilden Mustafa Duyar, 6 Ocak 1997'de olaydan tam bir yıl sonra Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ne teslim oldu. Duyar "... hedef Sakıp Sabancı'ydı. Odalar karışınca Özdemir Sabancı ve Haluk Görgün öldü," dedi. Öte yandan İstanbul DGM'de görülen davalarda bir sonuca varılamazken, 15 Şubat 1999'da Afyon Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mustafa Duyar, Karagümrük Çetesi'nin adamları tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü, cinayetin faillerinden Fehriye Erdal'ın Belçika'da yakalandığı ortaya çıktı.

Diyarbakır'ın En Sevdiği Polis
24 Ocak 2001
günü Diyarbakır Emniyet Müdürü A. Gaffar Okkan, Emniyet Müdürlüğü binasından ayrıldıktan hemen sonra Şehitlik Semti Sezai Karakoç Bulvarı'nda makam aracının içinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırıda Okkan'ın yanı sıra Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un yeğeni Atilla Durmuş, Mehmet Sepetçi, Mehmet Kamalı, Sabri Kün ve Selahattin Baysoy adındaki beş polis memuru da yaşamını yitirdi. Olaydan sonra bölgede başlatılan operasyonlar sonucu suikast eyleminin çok sayıda kişi tarafından gerçekleştirildiği açıklandı. Okkan'ın daha önce bölgede terör örgütü Hizbullah'a vurduğu ağır darbeler nedeniyle suikastın bu örgüt tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği yönünde açıklamalar yapıldı. Diyarbakır'ın en sevilen kişisi olarak tanımlanan Okkan'a yüz binler ağladı. Emniyet Müdürü'nün öldürülmesine tepki gösteren Diyarbakır halkı, cenazenin olduğu gün kepenk kapattı ve şehrin sokaklarında protesto yürüyüşü yaptı. Ocak 2000'de Hizbullah örgütüne yönelik İstanbul Beykoz'da bir villaya düzenlenen operasyonun ardından gözaltına alının örgütün üst düzey sorumluları, Diyarbakır Emniyeti tarafından sorgulanmıştı. Hizbullah'a yönelik başarılı operasyonlarla adını duyuran Okkan'ın uzun süredir ölüm tehdidi aldığı da biliniyordu. Okkan, ölümünden 45 dakika önce bir gazeteciye verdiği röportajda da Hizbullah'tan korkmadığını söylemişti.

Köstebek'i Göremedi
18 Aralık 2002
tarihinde Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi'ndeki 'Devrim Tarihi' konulu dersini verdikten sonra kendi kullandığı 06 TF 647 plakalı özel aracıyla Portakal Çiçeği 40 numaradaki evine döndü. Aracını, apartmanın önüne park eden Hablemitoğlu, apartmana girmek üzere arkasını döndüğü sırada kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğradı. Sayıları belirlenemeyen saldırganlar Hablemitoğlu'nun başına doğru iki el ateş etti. Hablemitoğlu sol gözüne isabet eden 9 mm. çapındaki merminin beyninde yarattığı tahribat sonucu olay yerinde öldü. Hablemitoğlu, Fethullah Gülen davası ve Alman vakıflarıyla ilgili davaya dayanak oluşturan çalışmalarıyla ünlenen ve son araştırması 'Köstebek'i yayınlatamadan hayata veda etti.

Bizim Hrant
19 Ocak 2007'de,
İstanbul Şişli Halaskargazi caddesi üzerindeki haftalık Türkçe- Ermenice Agos gazetesinin bulunduğu Sebat Apartımanı'ndan çıkan gazete kurucusu, BirGün yazarı Hrant Dink'e suikast düzenlendi. Dink için 24 Ocak'ta düzenlenen cenaze töreni, Türkiye'de yüzbinlerin katılımıyla görülmemiş bir yürüyüşe de sahne oldu. Meclis İnsan Hakları Komisyonu tarafından Hrank Dink cinayetini araştırmak için kurulan alt komisyonun raporu ise, İstahbul Emniyet Müdürü Muammer Güler ile Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın ilginç açıklamalarını ortaya çıkardı. Güler ve Cerrah, kendilerini savunurken ihbar "Hrant Dink öldürülecek" şeklinde yapılmadığı için kendilerine ulaşmadığını söyledi. Vali Güler, geçen hafta ajanslara düşen haberde, sözlerine şöyle devam etti: "Olayı ilk duyduğumda aklıma Necip Hablemitoğlu cinayeti geldi. İlk önce profesyonel bir cinayet dedim. Ama daha sonra cinayetin profesyonel bir iş değil de, basit bir olay olduğunu anladım. Ama emniyet başarılı bir operasyonla failleri yakaladı." Jandarma'ya da yüklenen Güler, Dink'in tehdit edildiği iddialarına çarpıcı bir yanıt verdi: "Trabzon'dan gelen bilgi yazısı yüksek kodla gelmemiş. O kodda gelen bir yazı, il emniyet müdürüne ve valiye kadar çıkmaz. Yargı sürecinde her şey ortaya çıkınca, elde kalan tek şey vali yardımcısı, bir emniyet bir de MİT görevlisinin Hrant Dink'le konuşmaları var. Devlet böyle tehdit etmez. Yapsaydı başka türlü yapardı. Dink'in avukatları olayı suistimal ediyor."

Malatya'nın Zirve'si
18 Nisan 2007'de
, Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürülmüş; polis, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım'ı (19) olay yerinde yakalamıştı. Olaydan sonra pencereden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın ise, tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tanıklardan biri, cinayetlerin kendisi tarafından işlenmesi için 2005 yılında eski bir milletvekili ile bir siyasi partinin Malatya il yöneticilerinin kendisini yönlendirdiğini iddia etti.

Anafartalar'da Bomba
22 Mayıs 2007'
de, Başkent Ankara'nın Ulus semtindeki Anafartalar Çarşısı önünde meydana gelen patlamada altı kişi öldü, 79 kişi yaralandı. Kentin işlek merkezlerinden Ulus'taki Anafartalar Çarşısı'nın Anafartalar Caddesi girişinde saat 18.45 sıralarında meydana gelen patlamanın etkisiyle çarşıda büyük hasar oluştu. Patlamanın, bir belediye otobüsünün çarşı önündeki durağa yanaşmasından hemen önce meydana geldiği öğrenildi. Söz konusu otobüsün patlama sırasında yolcularını indirmemiş olmasının olaydaki can kaybı ve yaralı sayısının daha fazla olmasını önlediği belirtildi. Otobüs duraklarının yakınında meydana gelen ve çarşının alt tarafındaki üç dükkânda büyük hasara yol açan patlamada yaralananların büyük bölümünü otobüs durağında bekleyen vatandaşlar ile seyyar satıcılar ve çarşı esnafı oluşturuyordu. Orgeneral Yaşar Büyükanıt yaptığı ziyaretler sırasında, ''Bu terör örgütünün arkasındaki kurumlara bakmamız lazım. Yorumlarını size bırakıyorum,'' dedi.


Haberin fotoğrafları