22 Temmuz seçimleri
Türkiye'nin istikrarını sağlamaya yetmedi. Bunun sorumluluğunu tamamen hükûmete yüklemek mümkün mü? Elbette, gerginliklerin giderilmesi mesuliyetini öncelikle iktidarlar taşır. Ama ya karşınızda Ergenekon gibi, özellikle gerginlik üretmeyi amaçlayan bir mekanizma varsa? Ya birileri,
"Danıştay'a saldıralım; bunu laiklik mitingleri takip etsin; hükûmete duyulan kuşku derinleşsin" diye düşünüyorsa?
Hemen seçimlerden sonra, Tayyip Erdoğan,
"Ben herkesin başbakanıyım. Bize oy vermeyenlerin de" demişti.
İşte o noktada soruluyor:
"Neden, o zaman, üniversitede başörtüsünü serbest bıraktınız?" Tayyip Erdoğan,
"Ben herkesin başbakanıyım" derken,
"Başörtülülerin de başbakanı" olmasın mı? İktidarının 6. yılında, onların üniversitede karşılaştıkları bir sorunu çözmek istemesi çok mu kışkırtıcı bir adım?
Ama gene de
"Madem iktidardır, Türkiye'de gerginlikten o sorumludur" şeklinde bir yorum yapmak mümkün. Neticede halka birinci derecede hesap vermek zorunda olan Tayyip Erdoğan'dır.
Bazı adımları zamanında atmadığını biliyoruz. Ne yapabilirdi? Parti kapatmayı zorlaştıracak şekilde çok önceden anayasayı değiştirebilirdi. Hiç değilse Demokratik Toplum Partisi aleyhine dava açıldığında bir adım atabilirdi. Hemen 22 Temmuz seçimlerinden sonra, yeni anayasa paketinin tümünün olmasa dahi bazı maddelerinin gerçekleşmesine çalışabilir, 301'den başlayarak demokratikleşme yolunda daha hızlı ilerleyebilirdi. Anayasa Mahkemesi ve YÖK'ün yapısını süratle değiştirirken, bazı atamalarda daha uzlaşmacı davranabilirdi.
Ama istikrarsızlığın topyekûn sorumluluğunu AK Parti'ye yüklemek gerçekçi olmaz.
Bugünkü Tüm Yazıları
İstikrarsızlıktan kim sorumlu?
Yayın tarihi: 24 Temmuz 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/24//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.