Kapatılan kahve fincanının ardından "neyse hâlin o çıksın fâlin"lerin mırıldanıldığı, "üç vakte kadar" olacakların merakla dinlendiği bir yer
Türkiye. Malumunuz, burada dost sohbetlerinde bile fal eksik olmaz. Peki sadece biz mi bu kadar düşkünüz fala? Bu sorunun yanıtını merak edip
Türkiye'de yaşayan yabancılarla konuştuk ve gördük ki fal tutkusunda yalnız değiliz.
"
Türkiye'de kahve falı baktırdım ama söylenenlerin hiçbiri çıkmadı." İstanbul sokaklarında karşılaştığımız ve falla ilgili fikrini sorduğumuz yabancılardan aldığımız müşterek cevap bu oldu. Ve ağız birliği etmişcesine eklediler: "Artık inanmıyorum kahve falına!" Ne yalan söyleyelim, bizim beklediğimiz, fala perde üstünden bir bakış, bir uzak duruştu. Oysa konuştuğumuz bütün yabancılar hem kendi ülkelerinde hem de
Türkiye'de tarottan tutun da el falına kadar adını bile işitmediğimiz türlü fal metotları denemişlerdi. Herbirinin doğaüstü anıları ve dudak uçuklatan kehanet hikâyeleri vardıŞaşırdık önce, sonra duyduklarımız eğlenceli gelmeye başladı. Biz "En iyi kahve falları burada bakılır" diye kasım kasım kasılırken, eloğlu geçmiş karşımıza bize fal dersleri veriyor, hatta falımıza bakıyordu. Görseniz, nasıl da havamız sönüverdi birden!
Ünlü yıldızlar Hindistan'da el falı baktırıyor Zia Mehmood'a rastlıyoruz önce. O, 11 yıldır
Türkiye'de yaşayan bir Pakistanlı. Çok yakından ilgilendiği Hint kültüründe, insanın, nasıl bir yaşamı olacağını, doğarken elinin üzerinde getirdiğine inanıldığını söylüyor. Bu nedenle geçmişten beri el falı Hindistan'da önemli bir yere sahipmiş. Hint inancına göre el çizgileri boş değil; bir çeşit yazı. Örneğin kalp çizginiz sizin sağlık durumunuzu ortaya koyarken ne kadar temiz kalpli olduğunuzu da ele veriyor. Mehmood: "İnanın, bu fal yüzde 99 doğru çıkar" diyor ve ekliyor: "Gerard Depardieu gibi dünyaca ünlü yıldızlar Hindistan'a gelip oradaki falcılara danışırlar."
Zia Mehmood
Türkiye'de de kahve falı baktırmış. "Falıma bakan kişi, 'Bir şişko kadından hediye alacaksın' gibi şeyler söyledi. Hiçbir şey doğru çıkmadı." O yüzden olsa gerek, Mehmood kahve falına inanmıyor. Ona göre bu, olsa olsa bir sohbet malzemesi.
"Moğol falcı Türkiye'ye geleceğimi söylemişti" Daha sonra bir restoranın önünde temizlik yapan İcilseh Erdenebat'a takılıyor gözlerimiz. İcilseh,
Türkiye'de üniversite öğrenimi gören bir Moğol. "Ülkemdeki fal
Türkiye'deki gibi değil" diyor, "Hayatımızda merak ettiğimiz konuları sadece din adamlarına danışıyoruz biz." Moğollara göre her dakikanın anlamı farklı olduğu için önce doğum tarihinizi ve doğum yerinizi söylüyorsunuz. Din adamları da ellerindeki taşları karıştırıp, dualar ediyor; geçmişinizi ve geleceğinizi yorumlamaya başlıyor.
Peki bu fal ne kadar inandırıcı? İcilseh'e göre inandırıcı olması pek de şaşırtıcı değil. Çünkü o,
Türkiye'ye gelmeden önce baktırdığı falda, burada üniversite okuyacağını öğrenmiş. Ancak İcilseh kahve falından o kadar da memnun kalmamış, "
Türkiye'de kahve falıma baktırmıştım. O anda bana söyledikleri inandırıcı geldi ama bunların hiçbiri gerçekleşmedi" diyor.
"90'lı yaşlarıma kadar yaşayacakmışım"Klaus Berg
Türkiye'de yaşayan bir başka yabancı; bir AlmanÜlkesindeyken başından geçen bir olayı anlatıyor: "Çok kalabalık bir partideydim. Birden yanımda yaşlı bir kadın beliri yaşam verdi. Hiç tanımadığım bu kadın: '9 yaşındayken neredeyse ölecekmişsin' dedi ve bu doğruydu. Gerçekten de geçirdiğim bir operasyonda ölümden dönmüştüm." Ve gizemli yabancı ardından ikinci kehanetini bahşetmiş: "Sen ya 28'inde ölürsün ya da 90'larına kadar yaşarsın!"
29 yaşına girmeyi başaran Klaus şu an huzur içinde 90'larını bekliyor. Fal inancının daha çok toplumsal kültürle şekillendiğini söyleyen Klaus, Alman kültüründe doğaüstü güçlerin yer almadığını, falın sadece bir eğlence aracı olduğunu söylüyor. "
Almanya'da fala Romanlar ve yaşlı kadınlar bakar. Bu kadınlar evlere giderler, hatta kristal küreleri vardır. Tabii bu yalnızca küçük kasabalar için geçerli. Şehir insanı bunu ciddiye bile almaz."
Klaus da
Türkiye'de kahve falı baktıranlardan. Fincanında payına düşen, şeytanlar ve etrafını saran tehlikeli insan siluetleri olunca bir daha "fala inanmamaya ve falsız kalmaya" yemin etmiş.
"Yüreğin kabarmış!"ın İtalyancası: "Sentirsi male!"İtalyan asıllı bir Türk vatandaşı olan Erdem Bey ise İtalya'daki fal kültüründen bahsediyor: "70'li yıllarda Kuzey İtalya'da bazı dergilerin sponsorluğunda kahve falı ve tarot kursları açılmıştı" diyor ve ekliyor: "Su, çay ve tahıl ürünleri fallarına bakılıyor en çok."
Ama İtalya'da esas itibar gören, kendi tabirleriyle "vejentiv" melekelere sahip olan parapsikologlarmış. Parapsikologların Avrupa'da mesken tuttuğu şehirler ise Lyon, Torino ve Prag; nam-ı diğer "üçgen şehirler"Erdem Bey'in söylediği en ilginç şey ise şüphesiz İtalya'da kahve falının çok yaygın olması. Ancak orada buna fal değil, yorum deniyormuş. Merak ediyoruz, buradaki falcıların diline pelesenk olan, meşhur "üç vakte kadar", "yüreğin kabarmış" gibi kalıplar orada da kullanılıyor mu acaba? "Evet" diyor, "Falına bakılan kişinin kendini kötü hissetmesinin karşılığı 'sentirsi male'dir. Bu çok sık kullanılan bir kalıp."