kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Haziran 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Fatih Terim'in şifreleri

Trabzon'un Of ilçesindeyiz...
Yunus Emre Çay Bahçesi'nde Of kökenli DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, parti yöneticileri ve halkla Türkiye Almanya maçını seyredeceğiz.
Bahçe bir hayli kalabalık. Maç için geniş ekran düzeni kurulmuş. Hepimiz heyecanla maçın başlamasını bekliyoruz.
Ve maç başlıyor.
Siyasilerle ilk kez bir maçı izleyeceğim. Yanımda kamuoyunun Tansu Çiller'in danışmanlığından tanıdığı Hüseyin Kocabıyık var, şu anda Soylu'nun danışmanlığını yapıyor.
Maç hızlı başlıyor...
Yanı başımda bir siyaset analisti olunca, ister istemez siyaset futbol karışımı bir sohbet başlıyor.
Kocabıyık'ın ilk tespitleri şaşırtıyor beni.
Euro 2008 başladıktan sonra sadece biz değil, dünya bile milli takımın ortaya koyduğu oyun karşısında şaşkınlık yaşadı. Yenilgiden zaferle çıkılmasını kimi şansa, kimi mucizelere bağladı. Ama siyasi analist Kocabıyık olaya farklı yaklaşıyor:
"Herkes bu sonuçları mistik bir yaklaşımla, kaderle kısmetle açıklıyor. Oysa işin özü motivasyon. Terim, Moğol yöntemi kullanıyor. Sürekli, 'Basın, basın' diyor. Çocukların üzerine inanılmaz bir yük bindiriyor."
İlk 15 dakikayı geride bırakıyoruz. Kocabıyık oyuna bakınca şöyle diyor:
"Şu anda sahada farklı bir oyun var. Daha teknik oynuyorlar."
Ve maçın 22'nci dakikasında gol geliyor. Of'ta bir an sessizlik yaşanıyor. Sonra yeniden büyük bir güvenle takımdan gol bekleniyor. O da fazla sürmüyor. Milli Takım 40'ıncı dakikada beraberliği yakalıyor.
Kocabıyık heyecanla şöyle diyor:
"Çılgın bir maç bu! Terim, takımı Moğol ordusuna dönüştürüyor. Savaş tarihinde "Bozkır Taktiği" denilen bir yöntem var. Moğollar, zırhlı ve düzenli ordulara karşı, at üstünde ok atarak savaşıyor. Böylece orduların düzenini bozup parçalıyordu. Terim, bir şekilde bunu yakalamış ve uyguluyor."
Araya girip soruyorum:
"Çinli Sun Tzu'nun Savaş Sanatı kitabını okumuş olabilir mi?"
Kocabıyık şöyle diyor:
"Büyük olasılıkla kitabı iyi okumuş. Futbolda savaş gibi iki takım pozisyon alır. Terim'de pozisyon almak yok. Pozisyon alan takıma "basın" diyor. Tipik harp stratejisi bu. Adam asimetrik bir futbol oynatıyor. Yani gerilla taktiğini futbola uyguluyor."
İlk yarı geride kalıyor. İkinci yarı başladığında benim sorum siyasetle ilgili.
"Acaba siyasette nasıl bir oyun düzeni var?" diye soruyorum.
"Siyasetteki oyun daha da büyük. Zaten darbe süreci içindeyiz. Milli irade kurumlar arasında bölüşülmüş durumda. Yeni bir AK Parti kurulmasın diye her şey yeniden dizayn ediliyor. Şeriat korkusu işin gerekçesi. Ama asıl mesele AB. Türkiye'yi bu süreçten koparacaklar gibi geliyor bana. " diyor Kocabıyık.
Maçın 59'uncu dakikası...
Kocabıyık bu kez, Fatih Terim'in terlememesine ve düzenli futbol oynamaya başlamamıza dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
"Bunlar beni korkutuyor."
Ve sonra sosyolojik bir korkuya geçiyor:
"Moğolların Anadolu coğrafyasında yayılma dinamiği korkuydu. Türk Milli Takımı da korkutuyor. Yenilsek de bu korku uzun süre devam edebilir."
Ve 78'inci dakikadaki talihsiz gol geliyor ama gole cevabımız uzun sürmüyor.
Durum 2-2... Of'ta adeta yer yerinden oynuyor. Müthiş bir güven var insanlarda...
Siyasi analist Hüseyin Kocabıyık bu kez sözü Viyana kuşatmasına getiriyor ve bir başka analiz yapıyor:
"Tarihçi Prof. Dr. Mehmet Altan Köymen Viyana kuşatmasıyla ilgili şu tespiti yapıyor: 'Eğer Osmanlı Orduları, Alman Prensliklerini geçebilseydi. Farklı bir tarih yazılırdı. Şimdi ben de diyorum ki, Türk Milli Takımı Alman Takımı'nı geçerse dünya futbolu farklı bir seyir izler."
Ve maçın son dakikalarındayız. Büyük bir ümitle üçüncü gol bekliyoruz. Ama tersi oluyor, üçüncü golü Almanlar atıyor.
Soylu'nun sözü durumu özetliyor:
"Yazık oldu. Biz oynadık, onlar kazandı."
Bense cep telefonuma düşen bir dostun notunu okuyorum:
"Türkiye gerçek gündemine döndü. Şimdi 11 futbolcuyu geride bırakıp 11 üyenin nasıl oynadığını, kaldığımız yerden tartışmaya başlayacağız..."