Başbakan
Erdoğan, 22 Temmuz'dan bu tarafa MHP lideri
Devlet Bahçeli'nin sözlerine yanıt vermekten hep uzak durdu.
Bahçeli'nin sözlerine yanıt anlamına gelebilecek imada dahi bulunmadı.
CHP lideri
Deniz Baykal veya türban konusunda olduğu gibi medya üzerinden siyaset yaptı.
Doğrudan temastan kaçındı.
Bahçeli'nin,
"AKP kendini klonlasın" önerisine tepkisini dahi kamuoyu önünde vermedi, basına kapalı bölümünde dile getirdi.
Anlaşılıyor ki Erdoğan'ın MHP liderine yönelik sabrı taşmış. Dün kendisi için
"Köşene çekil" çağrısında bulunan Bahçeli'yi doğrudan hedef aldı.
Erken seçime soğuk Aslında tepkisinin nedeni Bahçeli'nin tek başına kendisini hedef alan sözleri değil.
Çünkü AK Parti'deki birçok yönetici türban konusundaki anayasa değişikliğinden bu yana MHP liderine tepkili.
MHP'nin kendilerine türban olayında
"tuzak kurduğunu" her adımda dile getiriyorlar. Ancak Bahçeli'nin, konuşmalarına kulak kabartmadan da geçemiyorlar.
MHP lideri, AK Parti ile kendi sahasında, onun yöntemlerini kullanarak ve
"Erdoğan'ı parti bünyesinden koparmaya" yönelik model üzerine kurulu
"Partiyi kurtarma" tavsiyelerinde bulunarak doğrudan iktidar milletvekillerine oynuyor.
Bir yandan
"AK Parti kapanabilir, ancak Meclis açık kalmalı" diyerek, erken genel seçime soğuk baktıklarını ima ediyor.
Bir diğer yandan da rejime yönelik tehlikeyi gösteriyor.
Rejim tehlikesi Bahçeli son üç haftadır sürekli rejim krizinden söz ediyor.
Dünkü grup konuşmasında da geçen üç haftaya benzer şekilde şöyle dedi:
"Türkiye bugün çok büyük tehlikelere açık, çok ciddi bir bunalımla karşı karşıyadır... Önümüzdeki dönemin çok nazik ve karmaşık bir süreç olabileceğini göstermektedir. Burada herkes çok dikkatli olmak ve rejimi tehlikeye atmamak için büyük bir sorumluluk anlayışıyla hareket etmek durumundadır." Bununla da kalmadı. AK Parti'nin kapatma davasının temmuz ayının ikinci yarısında sonuçlanacağı beklentisi içinde olanlara sürpriz olabilir uyarısında bulundu.
"Evdeki hesap her zaman çarşıya uymayabilir" dedi.
Bütün bunlara bakılınca,
"Bahçeli'nin bir bildiği mi var?" sorusu akla geliyor.
Baykal'dan benzer uyarı Aslında benzer görüşleri Baykal da taşıyor.
Baykal, önceki akşam Cumhuriyet gazetesinin yeni Ankara Temsilciliği'nin açılışındaki sohbette davanın ne zaman ve ne şekilde sonuçlanacağını bilmediklerini vurguladı:
"İktidardaki bir parti hakkındaki kapatma davası bir ilk. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararı kapatma yönünde olursa milletvekillerinin üyeliği gerekçeli karar açıklandığında düşecek. O tarihe kadar beklenilecek mi; yoksa bir ön gerekçe mi yazılacak? Bilinmezleri çok bir dava..." Baykal da bir rejim krizine dönüşmeden davanın sonuçlanması taraftarı.
Sistemle çatışmanın, daha büyük sorunlara yol açmasının zararını Meclis'in ödeyeceği konusunda TBMM'deki herkes hemfikir...
Bir de sevinç aşılayacak gelişmelere...
Dileriz Milli Futbol Takımı'mız bu sevinci bugün bize yaşatır...
Yayın tarihi: 25 Haziran 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/25//haber,636D4451CBA54C14872CC74DD14235B8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.