Engin Cezzar, ‘Kız Tavlama Sanatı’ isimli oyundaki rol arkadaşı Güneş Berberoğlu’yla işte böyle çalıştı.
İLİŞKİLİ HABERLER
Tiyatroda çekinmek veya utanmak olmaz!
Tiyatroda çekinmek veya utanmak olmaz!
Önümüzdeki tiyatro sezonunun en çok konuşulacak oyunu 'Kız Tavlama Sanatı'nda pornocu bir yönetmeni canlandıran Engin Cezzar, "Bir tiyatrocunun hiçbir şeyden çekincesi olamaz. Tiyatrocu katili de, hırsızı da, ib..yi de oynar" diyor..
İKSV'nin düzenlediği Tiyatro Festivali biteli iki hafta oldu. Ancak festival programında bir oyun vardı ki, herkes bu yapımdan söz etti. İsmi 'Kız Tavlama Sanatı'... Mehmet Ergen'in yönettiği, Güneş Berberoğlu, Serhat Tutumluer'in oynadığı 'Kız Tavlama Sanatı', başarılı bir gazeteci kadının hafif paranoyak bir adamdan kaçış hikayesini konu alıyor. Ancak oyunun en ilginç şahsiyeti yılların usta tiyatrocusu Engin Cezzar... Çünkü Cezzar bu oyunda izleyicinin karşısına pornocu bir yönetmen olarak çıkıyor. Hem de ne çıkış... Tüm salon o sahneye çıktığı an Cezzar'ı ayakta alkışlıyor. Oyunda Cezzar kendisiyle röportaj yapmaya gelen gazeteci kızın eline kendisiyle ilgili bilgileri tutuşturuyor, pek röportaj yapmak istemese de yine de kızın sorularını yanıtlıyor. Oyunun finali ise bol sürprizli bitiyor... Biz de yılların eskitemediği Engin Cezzar'la oyun sonrası ropörtaj yapmak için randevu alıyoruz. Röportaj öncesi oyunda yaptığı gibi benim de elime İzzeddin Çalışlar'ın yazdığı biyografisini tutuşturuyor. Kimi sorulara kaçamak yanıtlar veriyor. İşte Engin Cezzar'ın anlattıkları:
ARTIK UTANIYORUM!
* 2005 yılında siz tiyatrodaki 50 yılınızı kutladınız. Oysa ki, yıl 2008 ve bu oyunun kataloglarında sizin tiyatrodaki 50 yılınızı kutladığınız yazıyor...
Artık utanıyorum bu durumdan. Küsuratlar komik duruyor. 53, 55 diye gidiyor. 55. yılda düşünürüz artık... Ama doğrusu bu benim tiyatrodaki 53. yılım.
* Teklif size nasıl geldi?
Teklifi bana oyunun yönetmeni Mehmet Ergen getirdi. Kendisi benim çok sevdiğim biri... Annesi çocukluk arkadaşım, o da benim çok yetenekli bulduğum bir çocuk. Türk tiyatrosuna da çok büyük katkıları olacak. Bugüne kadar hep İngiliz Tiyatrosu'na emek verdi. Bir-iki senedir Engin Ağabey 'Oynayalım!' deyip, duruyordu, festivale rastgeldi. Rolü getirdiğinde bana göre olduğunu anladım ve hemen 'Tamam' dedim.
* Oyunda pornocu bir yönetmeni oynuyorsunuz. Bir çekinceniz oldu mu?
Bir tiyatrocunun hiçbir şeyden çekincesi olamaz. Tiyatrocu katili de hırsızı da ib..yi de oynar. Tiyatrocunun oto sansürü olmaması gerekir. Çünkü dünya bunlarla dolu... Sheakspeare'in güzel bir lafı var: "Tiyatro nedir?" der. Tiyatro doğaya aynayı tutar. Ben çekinirim, utanırım durumları tiyatroda olmaz. Tiyatro cesaret ve yürek ister.
NO COMMENT!
* Siz bu yönetmeni canlandırırken kendinizden neler kattınız? Bana teksten bağımsız oynadınız gibi geldi?
Nasıl anladınız?
* Konuşmanız ve hareketlerinizin doğallığından...
Olabildiğince teksti kişiliğime rahat şekilde konuşabilmek ve hareket edebilmek için uydururum. Budur başka bir şey yoktur. Ters gelir cümleler düzeltirim. Ama tabii ben bunu çok yaparım. Siz çok dikkatlisiniz bravo! Bu da gözükür. En son 'Ayaktakımı'nda oynadım. Orada da bunu bana söylediler: Çok sıcaklık getiriyorsun diye... Oyuncunun görevi de budur.
* Oyunun adı 'Kız Tavlama Sanatı'... Engin Cezzar'ın kız tavlama sanatı var mıydı?
No comment! (Yorum yok) Bu çok özel bir soru. Cevaplamak istemiyorum. Benim böyle özel bir becerim olduğunu sanmıyorum.
* Engin Cezzar'ın hayatında yapmak istediği bir şey kaldı mı?
Neredeyse kalmadı. Ama ben çok şanslı bir insanım. Bu işte şans, yetenek ve çalışma birarada gider. Eğitimimle, Amerika'da yaptığım işlerle çok başarılı oldum. Dünya tarihinde böyle bir olay yok! Muhsin Ertuğrul'a gidiyorsun orada 'Hamlet' rolünü teklif ediyor ve ertesi sabah "Provaya gel!" diyor. Hamlet dünyanın hiçbir ülkesinde 200 kere oynanmadı. Bu bir mucizedir. Belki raslantı demek daha doğru ama... Çok çalışmak, uyanık olmak ve kendine iyi bakmak da çok önemli tabii...
* Oyunun oynanacağı sahnede tuvaletlerin temiz olması gibi bir
takıntınız var. Başka takıntılarınız var mı?
Evet. Oyun başlamadan önce bir objeye konsantre olursun. Benim bu oyundaki fetişim bastonum. Yeni keşfettim. İlk gün oyuna çıkacağım, bir baktım baston kayboldu. Düşünün neler yaşadığımı? Daha sonra bulundu.
* Nasıl bulundu?
Hemen bakkalı aradım, o buldu. Duvarın dibine yaslamışım, kimse dokunmamış.
* O bastonun bu kadar özel olmasının bir nedeni var mı?
Yok. O bastonu ben yıllar önce bir oyunda kullanmıştım. Şimdi yeniden kullanıyorum. Çok hoşuma da gitti.
* Oyundaki aksesuvarları saklar mısınız?
Evet saklarım. Elimde bir müze açacak kadar malzeme var.
* Bu aksesuvarlarla müze açmak için bir çabanız talebiniz oldu mu?
Ben niye talep edeyim? Türkiye'de müzecilik, arşivcilik yok ki! Ama inşallah bir gün yapılır.
İLİŞKİLİ HABERLER
Tiyatroda çekinmek veya utanmak olmaz!
Yayın tarihi: 21 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/21/gny/haber,42383F885BC946349BFE99AFA14656B0.html
Tüm hakları saklıdır.