Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ek mütalaasında, AK Parti'nin laikliğe karşı tavrını vurgularken, başörtüsü, İmam Hatip liseleri ve katsayı uygulamasına da temas etmiş:
"Türban bir siyasi simgedir. Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında koruma göremez; temel bir insan hakkı olarak savunulamaz. İmam Hatip liseleri ve katsayı uygulaması konusundaki ısrarlı söylemleri, politikaları, bu konudaki mevzuat değişikliği çabaları, diğer eylemleriyle birlikte değerlendirildiğinde, bir bütün oluşturarak, adı geçen partinin laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğunu kanıtlamaktadır." Ortaya garip bir durum çıkıyor. Mesela ben gazeteci sıfatıyla, başörtüsünün özgürce üniversitelerde takılmasını savunabilirim. Hatta parlamentoya başörtülü kadınların girmesi gerektiğini de yazabilirim. Ama bir siyasi parti üyesiysem, düşünce ve ifade hürriyetim tamamen sınırlanacak. İmam Hatiplere yapılan katsayı haksızlığından da söz edemeyeceğim. Bütün dünyada,
bakalorya, abitur veya daha farklı isimler alan
olgunlaşma imtihanını geçen herkes, üniversiteye devam edebiliyor. Ama Türkiye'de, İmam Hatip veya herhangi bir meslek lisesi mezunuysanız, elde ettiğiniz ÖSS puanı, düşük katsayıyla çarpılıyor. Bu adaletsizliğe karşı çıkmanın, laik cumhuriyetin değerlerini çiğnemekle ne ilgisi var?
Yayın tarihi: 2 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/02//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.