Türkiye'de Müslüman çoğunluğun dini özgürlük sorunu yok mu? Sözgelimi, başörtülü kadınlar aşağılanmıyor mu? Siyasi partilerin örgütünde çalışmalarına ve yasak bulunmamasına rağmen, fiili durum yaratılarak milletvekili seçilmeleri engellenmiyor mu? Tesettürlü kızların, üniversitelerde okuması mümkün mü? Anne-babalar, çocuklarına küçük yaşlarından itibaren dini eğitim verdirebiliyor mu? İmam Hatip mezunlarının önüne, üniversiteye devam edemesinler diye katsayı engeli konulmadı mı?
Öyleyse, niçin bir yandan Ertuğrul Özkök, bir yandan Oktay Ekşi, Ali Babacan'ın sözlerini
"iftira" olarak nitelendiriyor? Babacan, Avrupa Parlamentosu'nda
"Sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlük sorunu yaşıyor" demiş.
Aklıma vaktiyle Demirel'in
"Kürtlere kötü muamele yapılıyor" iddiasına karşılık sarf ettiği bir cümle geldi:
"Yani biz şimdi Kürt halkına kötü davranıyoruz da, Türk halkına daha iyi mi davranıyoruz?" Kimliklere saygı göstermeyen bir devlet, dogmalara yapışıp kaldıkça, bütün vatandaşlarına baskı yapar hale geliyor. Kürt'e, Türk'e, azınlığa, Alevi'ye, Sünni'ye... tefrika yaratmadan.
Yayın tarihi: 31 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/31//haber,2CE8A9BFB1CF42F08EC5CF81B6FC66F6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.