İmdi, faşistler Milli Şef'in demokrasiye geçmekte acele ettiğini, halkın bir süre daha eğitilmesi gerektiğini söyleyip dururlar ya...
Bunu 1945 yılında Recep Peker söylemiş, buna 2005 yılında da Özdemir İnce sahip çıkmıştır. (Özdemir, cep telefonu kullanmasını biliyor musun? No'ya basarsan kapanıyor,Yes'e basarsan açılıyormuş. Biliyorsan Önder'e de öğret, çünkü eğitim şarttır.)
Halk iyice eğitilmediği için 1950 yılında Demokrat Parti'yi seçmiş ve böylece karşıdevrim başlamıştır. Eğitilse, CHP'ye verecekti yani...
Neyse ki yoldan çıkan halk 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında yola sokulmuş ama 2002 ve 2007 yıllarında gene saçmalamıştır!
Eğitim büyük ölçüde Köy Enstitüleri eliyle verilecekti.
Gerçi köylüye Enstitü'nün yolunu yapma, binasını dikme, masrafını karşılama gibi birtakım angaryalar getirilmişti ama eğitim uğruna olurdu o kadarcık...
Enstitü'yü bitiren köylü gene orada bu kez
"eğitmen" olarak kalacak, asla büyük şehirlere gidip kalabalık da etmeyecekti.
Sanayiye işçi lazım değildi çünkü sanayi zaten yoktu. Kurulması da düşünülmüyordu. Ekonomik gelişme değil eğitimdi şart olan.
Öte yandan, ilkokulda Yavrukurt yazılan, lisede 19 Mayıs hareketleri yapan şehirli gençlik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yüksek liseler, yani üniversitelerde de eğitilecekti. Onlar da oylarını eşek değillerse CHP'ye vereceklerdi.
Fakat eğitim yapılmadan çok partili sisteme geçildi. Eğitimsiz halk da gitti gitti oyunu karşıdevrimcilere verdi.
Kaldı ki, dağdaki çobanla podyumdaki mankenin oylarının eşit olması da büyük bir sorun yaratıyordu, fakat çobana bir oy, mankene dört oy yazılamıyordu.
O zaman da, bazı CHP ilerigidenlerinin (pardon, ilerigelenlerinin), örneğin Onur Öymen'in veciz bir şekilde belirttiği gibi,
"halkın niçin 'bunlara' oy verdiğini" anlayamıyorduk!
Fakat benim bu meselede öteden beri kafamı kurcalayan şudur:
Eğitim almış seçmenin kafadan CHP'ye oy vereceğinin garantisi nedir?
Öyle ya, eğitim şart demekle, eğitim görenin oyunu
"seninkilere" vereceğini varsayıyorsun.
Yoksa eğitimden, beyin yıkamayı mı anlıyorsun? Ona eğitim denmez.
Beyin yıkamayacaksan, her eğitilenin seni tutacağını nereden çıkarıyorsun?
Yoksa diğer partilere oy veren milyonlarca kişi zır cahil mi?
Menderes'in aldığı hukuk diplomasını veren, Demirel'i inşaat, Özal'ı elektrik mühendisi yapan sen değil miydin yahu?
Hadi Gül'ü, Erdoğan'ı falan sayma,
"alt tarafı" iktisat okumuşlar. (Gül bir de utanmadan doçent bile olmuş.)... İktisat bizim neyimize? Milli Şef iktisat bilir miydi? Lenin'in matematik bilmediği gibi o da iktisat bilmezdi.
"Enflasyon" kelimesini bile ilk kez başbakan olduktan sonra duyduğunu itiraf etmişti. Demek ki gerek yokmuş...
Haa, pardon, eğitim dediğin
"Sümeroloji" falan olur.
Ya da mandolinle Mozart çalmak... Ama köyden çıkmadan...
Eğitim şart... Şart tabii... Onu, kaçak patates cipsi yapıp satarken yakalanan
"doktor" ünvanlı sahtekâr bile söylüyor, hani reklamlarda Cem Yılmaz oynuyordu...
Yayın tarihi: 2 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/02//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.