Spekülatör" sözcüğüyle eskiden bir ürünü piyasadan toplayıp stoklayan ve fiyatının artmasını bekleyen ticaret erbabı kastedilirdi. Onlar "Reel", yani üreten ekonominin oyuncularıydılar. Günümüzde ise "İrreel", yani finansal ekonominin oyuncularına spekülatör deniyor. Onlar ürün stoklamıyor, sadece borsalarda yaptıkları işlemlerle fiyatın sürekli yükselmesini sağlıyorlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler dün "Şu anda petrol fiyatında varil başına 40 dolarlık bir köpük var" derken, işte bu spekülatörleri kastetti. Hangi üründe yok ki? Buğdaydan pirince, demirçelikten kalaya kadar aklınıza gelecek tüm ürünler onların oyuncağı oldu.
Bir yanda buğday fiyatlarının katlanması nedeniyle aç yatıp-kalkan yüz milyonlarca insan, bir yanda buğday fiyatlarını katlayıp kazançlarını alabildiğine şişiren birkaç bin kişi. Bir yanda petrolün önlenemeyen yükselişiyle uyanan enflasyon canavarının pençesinde çırpınan milyarlarca tüketici, bir yandan kara altın yükseldikçe sevinçten zil çalıp oynayan birkaç yüz vurguncu.
Ancak bu
tablo ve gidişat, sağduyu ve vicdan sahiplerini korkutmaya başladı. Batı medyasında hemen her gün hükümetleri harekete geçmeye çağıran bildiriler yayınlanıyor, küreselleşmenin insancıllaştırılması önerileri yapan uzmanların görüşleri aktarılıyor, dünya finans sisteminin denetlenmesini hedefleyen tartışmalara yer veriliyor.
Son girişim 21 akil adamdan kurulu Büyüme ve Gelişme Komisyonu'ndan geldi. BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'in de yer aldığı bu komisyon hazırladığı raporda
"Daha az vahşi bir küreselleşme" için bir dizi öneride bulundu. Derviş "Le Monde" gazetesinde bu raporu şöyle yorumladı:
"Vardığımız başlıca sonuçlardan biri şu; yoksulluğu geriletmek ve sürdürülebilir büyümeyi güvenceye almak için güçlü devlet şart!" Adam Smith'i hatırlamak Yine "Le Monde" gazetesinde üç gün önce bizi çok etkileyen bir açık mektup yayınlandı. AB Komisyonu eski başkanları Jacques Delors ve Jacques Santer, çeşitli ülkelerin eski başbakanları Helmut Schmidt, Massimo d'Alema, Lionel Jospin, Pavvo Lipponen, Goran Persson, Poul Rasmussen, Michel Rocard gibi Avrupa'nın önemli isimlerinin imza koyduğu mektupta bakın ne uyarılar yapılıyor:
"Finansal sermaye günümüzde tüm ülkelerin gayrisafi milli hasılaları toplamının 15 katı büyüklüğe ulaştı. Ancak bu akıl almaz birikimin insanlığın koşullarının düzelmesinde ve çevrenin korunmasında zerrece faydası yok. Tam tersine, gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da derinleştirdi.
Serbest piyasa ekonomisi toplumsal ahlaka sırt çeviremez. Liberalizmin babası Adam Smith'in aynı zamanda 'Ahlaki Duyguların Teorisi'nin de yazarı olduğu, Max Weber'in kapitalizmin gelişmesinin iki koşulu olarak sıkı çalışma ve ahlaki değerleri saydığı unutulmamalı. "
Spekülatif fonların en temel besin maddelerini bile kumar aracı yaptığı hatırlatılan açık mektupta, "Eşi görülmemiş bir yoksulluk ve birçok devletin iflası tehlikesiyle karşı karşıyayız" uyarısı yapılıyor, finansal ekonominin etik değerlerden ne denli uzaklaştığı bir örnekle anlatılıyor: "Bir yatırım fonu, riskli konut kredileri yüzünden ABD emlak piyasasının çökeceği öngörüsüne dayalı türev kağıtlar pazarlayıp milyarlarca dolar kazandı."
Sözü edilen yatırım fonu "Paulson Investment Company". Sahibi ve yöneticisi de John Paulson. ABD'de yüz binlerce kişi konut kredisi taksitlerini ödeyemediği için sokağa atılırken, o el konan evlerin haraçmezat satışının geliri üstüne kurulu kağıtlarıyla, müşterilerinin yatırımını bir yılda 24 kat artırdı. Somut rakamlarla ifade etmek gerekirse, net 12 milyar dolar kâr etti, bunun 3 milyar dolarını komisyon olarak cebine attı.
İşte bu yüzden Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler 20002004 arasında IMF'in başkanlığı yaptıfinansal piyasaları bir "Canavar"a benzetiyor. Bu yüzden Deutsche Bank Başkanı Josef Ackermann piyasaların açgözlülüğü ve yol açtığı krizler yüzünden dünyada kapitalist sisteme güvenin hızla azaldığı uyarısı yapıyor.
Ama en doğru tespit dünyanın en zengin adamı Warren Buffett'in: "Dünya, finansal kitle imha silahlarının tehdidi altında."
Tüm bu uyarıların tek anlamı var: Ya ahlaki değerlere yeniden önem verilecek ya da kapitalizm çökecek. Hem de bir anda. Berlin Duvarı gibi. Komünizm gibi...
Yayın tarihi: 24 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/24//haber,AAFB5AA6D8794C0A89C4536E5E08359C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.