kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Ağacın dalları kendi aralarında kavga eder mi?

Siyaset bilimi hocası Metin Heper "Türkiye'de Liderler ve Demokrasi" adlı kitapta diyor ki:
- Türkiye'nin siyasal hayatı, fikirlerden çok kişilik çatışmalarının hiç eksik olmadığı bir arena olmuştur.
- Ve bu durum bir dizi karşılıklı düşmanlıklara yol açmıştır.
- İnönü-Bayar, İnönü-Menderes, Ecevit-Demirel, Demirel-Özal ve Yılmaz-Çiller husumetleri bu konuda en iyi bilinen örneklerdir. (Kitap Yayınevi2008. Sayfa 256)
Kitabın "yeni baskılarında" öyle sanıyoruz ki Prof. Metin Heper "en iyi bilinen örneklere" bir yenisini daha ekler: "Erdoğan-Baykal husumeti."
"Kişisel husumetler" zaman zaman "kurumsal çatışmalara" da dönüşüveriyor.
"Şu anda" yaşandığı gibi.
Böyle olaylarda "şu haklı, hayır bu haklı" diyen çok olacaktır.
"O tarafa veya bu tarafa" çatan çok çıkacaktır. Hatta "yangına körükle gidenler" de.
Tarafları "vur vur inlesin" diye kışkırtanlar da.
Ama unutulmaması gereken "gerçek" şu ki... Kişisel ya da kurumsal düşmanlıklar çatışmalar toplumda ister istemez bir "cepheleşmeye" yol açıyor.
"Yukarıdakiler" ağız dalaşına girince... Alt katta "yumruklar konuşuyor." Bunun da "kimseye yararı olmuyor."
Şimdi deniliyor ki "Çankaya devreye girsin." Girsin girmesine de "nasıl girsin?" Ve "kime, ne söylesin?"
Çankaya'nın "bir şey yapabilmesi için" en azından "ortalığın sakinleşmesi" gerek.
"Ortak akla doğru yelken açılması" gerek. "Savaş baltalarının" gömülmesi gerek.
Bunlar olmadan ve gerekli altyapı sağlanmadan Çankaya'nın devreye girmesi halinde "dağ fare doğurur" ki...
"İpin ucu" hepten kaçıverir.
Ağacın dalları hiç kendi aralarında kavga ederler mi?
Ve insanlar hiç bindikleri dalı keserler mi?
Türkiye'de "evet."