Hangi global oyuncu bana ayran yapmayı öğretebilir?

Türkiye yılda 11 milyon ton süt üretilen ancak tüketimi hâlâ yüzde 70 oranında ambalajsız ürünlerden karşılayan ve mevcut tüketimin kayıt altına alınması koşulunda bile daha uzun yıllar süt ve sütlü ürünlerde yapılacak 'çok iş'in olduğu bir ülke olacak. Belki de bu yüzden mevcut Türk ve yabancı oyunculara ek olarak yeni global oyuncular da bu pazarla yoğun olarak ilgileniyor. İşte 21 Mayıs Dünya Süt Günü'nde, kendini "Türkiye'nin Sütçüsü" olarak konumlayan Sütaş'ın Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ile Türkiye süt pazarı, damızlık ithalatı, hammadde fiyatlarını konuşuyoruz. Ve sohbetin en eğlenceli yanıtı, bu konuya ilişkin soruyla veriliyor. Eylül ayında Aksaray'da devreye girecek yeni fabrika ile kapasitesini ikiye katlayacak ve 2012'ye kadar biri Doğu'da olmak üzere toplam 4 süt üretim merkezine ulaşacak olan Sütaş'ın patronuna, "Siz bu kadar büyürken, global oyuncuların Türkiye'deki durumunu nasıl görüyorsunuz?" diye soruyorum. Yılmaz, gülümsüyor, "Dünyanın en iyi global oyuncusu kadar teknolojiye sahibiz. Bize yeni bir teknoloji getireceklerse başımızın üzerinde yerleri var. Ama söyler misiniz, global oyuncu ayranın teknolojisini benden iyi mi bilecek?"

* Bu işi yerliler daha iyi yapar mı diyorsunuz?
Türkiye'deki geleneksel ürünlerin teknolojisini global oyuncular bilemezler bunu biz biliriz. Ayranın teknolojisini benden iyi mi bilecekler? Kaymaklı yoğurdun teknolojisini benden iyi mi bilecekler, beyaz peynirin teknolojisini benden iyi mi bilecekler? Türkiye'ye gelenler yeni bir şey getiriyorlarsa tamam ama biz de pay alalım diye geliyorlarsa bu haklı değildir. Haklı olamaz. Daha fazla süt ürünü tüketilmesine yönelik ürünler geliştirebilirlerse bu topluma faydaları olur. Ama tabii ki ticari kaygıdan öte tüketicimize saygı gösterilmesi kaydıyla.

* Sektörde rekabet çok kızıştı. Sadece, süt, ayran, peynir üreterek uzun vadede ayakta kalınabilir mi?
Uzmanlaşma, verimlilik, yani bize emanet edilmiş kaynakları en verimli şekilde kullanmak hatta bunları geliştirebilmek uzmanlıkla ve işinize fokus olmakla mümkün. İşinizi dağıttıkça verimi kaybedersiniz, verimi kaybetmek demek size emanet edilmiş kaynakları israf etmek demek. Bu tarımsal düzen israf edene prim vermez en verimli kullanana prim verir. Ve bugün de gelecekte de kim uzmanlaşırsa, kim en yüksek verim seviyesine çıkarsa, kim insanların mutluluğuna erişebilirse onun yolu açık olur. Biz de Sütaş'ın yolunun açık olmasını istiyoruz. Ve bu dünyada, aldığımızdan çoğunu vermenin gönül huzuruyla yaşamak istiyoruz.

* Karacabey'de kurduğunuz eğitim merkezinde kaç çiftçiye ulaştınız?
Türkiye'nin 81 ilinden 7 bini aşkın süt sığırı yetiştiricisi ve çiğ süt üreticisi bu eğitimleri aldı. çiftçi kendi yaşlıysa, kızını oğlunu gönderiyor düşünün. Şimdi aynısını Aksaray'da da kuruyoruz.