Bu yazıyı yazarken Merkez Bankası'nın faiz kararı açıklanmamıştı. Ancak yapılan açıkmalarla çeyrek veya yarım puanlık artırım artık bir zorunluluk oldu. Çünkü
piyasalar tarafından fiyatlanmış, pozisyonlar buna göre alınmış . Şimdi bunun gereğinin yapılmaması piyasalarda şok etkisi yaratırdı.
Merkez Bankası faizi artırmasına artıracak da acaba bu enflasyonu kontrol altına almasına yetecek mi? Bir yerde Maliye Bakanı'nın yaptığı eleştirideki gibi,
"ister faiz artır, ister düşür, petrol fiyatlarını değiştiremiyorsun ki." Enerji ve gıda fiyatlarını kontrol edemedikten sonra da enflasyonla başedemezsin. O zaman bu faiz artırımı neden?
-
Yarattığı sonuç- Hükümetin maliye politikalarındaki gevşemeye Merkez Bankası'nın bir yanıtı mı? Olabilir. Peki pozisyonlar alındıysa, fiyatların içine girdiyse faiz artırımı nasıl bir sonuç yarattı?
Birinci sonuç elbette Hazine faizlerinin belli bir düzeye yükselmesi oldu. Bono faizleri son bir yılın en yüksek düzeyine çıktı ve yüzde 20'ye dayandı. Bu oran
ocak ayına göre 4 puanlık artış demek. Bu da ciddi bir artıştır. Bundan sonra faizin belli bir süre yüksek seyredeceği de söylenebilir. Sonuçlardan biri budur.
-
Yabancılar geliyor- Faizlerin yükseltilmesini isteyen yabancı yatırımcılar istediklerini elde etmiş oldular. Faiz artırımı ile Türkiye'ye belli bir döviz girişinin yeniden başladığı da gözleniyor.
Nitekim bunu
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Enflasyon Raporu'nu tanıttığı basın toplantısında açıkladı. Yabancılar küresel piyasalardaki iyileşmenin sonucunda gecelik piyasaya yeniden döndüler. Ancak henüz bono yatırımına girmemişlerdi. Portföy yatırımlarının yeniden başlamasının yaratacağı en önemli sonuçlardan biri de cari açığın finansmanını kolaylaştırması.
-
Kurlar geriledi- Nitekim bu süreci döviz kurlarından da izlemek mümkün. 1.350'ye kadar dayanan dolar kuru bir süre 1.300'lü seviyelerde seyrettikten sonra son günlerde 1.250'nin de altına geriledi. Yabancılar döviz getirip sattılar ve gecelik piyasada paralarını faize yatırdılar.
Türk Telekom'un halka arzına gelen 1.1 milyar dolarlık yabancı parasının YTL'ye çevrilmesi kurları gerileten bir diğer etken oldu.
3.7 milyar dolarlık IMF kredisinin serbest bırakılması da kur düşüşüne katkıda bulunmuş olabilir. Bu paranın piyasada YTL'ye çevrildiğine dair bilgi yok. Ama en azından yabancı para akışında önemli bir açığı kapattığı, gerektiğinde liraya çevrileceği biliniyor.
-
Yerliler 3.4 milyar $ aldı- Dolar kuru da 1.250 civarına yaklaşınca yerli yatırımcıların alımları hızlanıyor.
1.250'den alıp 1.350'den satan ve aradaki farktan para kazanan yerliler, dolar kurunun alım seviyesine yaklaşması ile yeniden döviz tevdiat hesaplarını artırdılar. Merkez Bankası verileri 2 Mayıs itibariyle yerli bireysel ve banka dışı kurumsal yatırımcıların döviz hesaplarında
iki haftada 3.4 milyar dolarlık artış meydana geldiğini gösteriyor. 18 Nisan'da 94 milyar 168 milyon dolar olan yerlilerin döviz mevduatı 2 Mayıs'ta
97 milyar 586 milyon dolara yükseldi. Bu rakam da döviz mevduatında rekor bir düzeyi ifade ediyor.
Bir kez daha çok net biçimde
yabancılar Türkiye'de faize yatırıma gelir ve bunun için de döviz bozdururken, yerli yatırımcılar dövize gidiyor. Faizin artırılması da yabancıların pozisyonunu kârlı çıkartacak bir adım gibi görünüyor.
- Sonuç"Yaptıklarının aksini uygulayarak ondan çok şey öğrendim." Howard Hawkes
Yayın tarihi: 16 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/16//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.