Borsanın ilklerinden, bugünkü sermaye piyasasının oluşumuna katkıda bulunanlardan birini,
Mustafa Yılmaz'ı kaybettik. Kendi deyimiyle, "borsanın 7'nci komisyoncusu, 43'üncü üyesiydi". Hesap uzmanlığından, yani bürokrasiden geliyordu. Ama borsacılığı herkesten çok benimsedi ve savundu. Belki bunun da verdiği tecrübe ve cesaretle sermaye piyasasının, borsanın, borsacıların en etkili birkaç savunucusundan biri haline geldi. Bir dönem, eski
Başbakan Tansu Çiller'e durumu iyi anlattığı için, adı
"Çiller'in borsacısı" na da çıktı. Ama kendisi bu deyimi sevmezdi. Mustafa Yılmaz'ı borsanın kuruluşundan itibaren tanırdık. Görüşlerini, pozisyonunu, konumunu etkili bir şekilde savunuyordu. Bu nedenle zaman zaman ters düştüğümüz de oldu. Ancak dostluğundan, samimiyetinden hiç şüphe etmedim.Yıllar önce hastalığını duyduğumda tedavisiyle meşguldü. Sonra 12 Ocak 2005'te ziyaretine gittim. Ayaklarını hareket ettiremiyordu. Konuşurken de çok zorlanıyordu. Ama giderek daha net konuştu, heyecanlandı, gözleri parladı. Bu görüşmenin bir yerde ikimizin arasında geçmişten gelen 'küçük yatırımcı' konusundaki görüş ayrılığına en azından kendisi tarafından konulmuş bir son noktaydı. Ya da ben öyle hissettim. Üç saati bulan konuşmamızda söz gidip gidip bu konuya geldi. Niyetim görüşmeyi yazmaktı. Ama 'Mustafa Yılmaz hasta olmasına rağmen işte aslan gibi, bunları düşünüyor' diye yazmaya bir türlü elim varmadı. Üzerinden zaman geçince de yazmayı erteledim. 3.5 yıl önce yapılan ve kendisi tarafından da yazılmasında sakınca bulunmayan bu görüşmenin süzülmüş hali kendi sözleriyle şöyle:
- "Aracı kurumum üç kez kapatıldı. Mustafa Yılmaz ismi yüzünden... Doğaldır bunlar.
Borsa tam rekabet kuralının geçerli olduğu yerdir. Liberal ekonominin kalesidir. - Her şey Ankara'dan idare ediliyor. Buna alışmışız. Bürokrasinin elinde büyük bir güç... Buna karşılık sen İstanbul'da böyle bir iş kur; o zaman Ankara bürokratları olarak bir hükmün kalmaz.
-
Piyasa ekonomisi, 'Fiyat mekanizması problemi çözecek' der. Borsada da sorunu çözecek olan fiyat mekanizmasıdır. Halbuki Osmanlı'dan beri problemi çözen bürokraktır. O nedenle
borsa bir devrimdir, zihniyet devrimidir. Bu yüzden bu olayın aktörlerinin cezalandırılması da gayet doğaldır. - Liberal ekonomide, borsada kişi yoktur, fiyat vardır. Yetki yoktur, arz ve talep vardır.
Ankara şu an suç işliyor, bürokrasi böyle bir yere tahammül edemiyor, elini kolunu buraya uzatmak istiyor. Borsanın bütçesine müdahale bundandır. - Borsada kağıtların serbest dolaşımını engelleyen manipülasyon yapar. Eğer taraflardan biri korunuyorsa kağıtların serbest dolaşımına engellemeye çalışıyor demektir. Bunlar yanlış işler. Hiç borsada korumak diye bir şey olur mu? Bu, fiyat mekanizmasına müdahaledir. Vitrinde olan kişi tabii ki cezalandırılır. Ama bilinmeli ki,
Ankara'da oturup İstanbul'a yön verme devri çoktan geçti. - Küçük yatırımcı, büyük yatırımcı ayrımıyla sermaye piyasası otoritesi hata yapıyor.
Bu küçük yatırımcı işi borsanın başına bela olmuştur. Bunların borsaya hiçbir katkısı olmamıştır. Benim, Mustafa Yılmaz olarak hiçbir şikayetim olmamıştır. Benim gibiler de şikayet etmiyor. Bunlar kuru kalabalık. Varlıkları borsanın yüzde 8'i. Yüzde 92'ye karşı yüzde 8'i korumak için ne uğraşıyorlar?
Sayıları 1 milyon, 2 milyon olsa ne yazar. Sistemi zedeliyorlar. Aracı kurumlar ise kamu otoritesi gözünde potansiyel suçlu. Küçük yatırımcıları kime karşı koruyorsun? Aracı kuruma karşı koruyorsun.
- Yatırımcı saygın bir kavramdır. Üçkağıtçı değildir. Küçükleri koruma çabası borsayı boğmuştur. Borsa bir itibar mesleğidir. En itibarsız meslek haline getirdiler. Kim yaptı? Ben yapmadım.
- Her mesleğin bilgisi, görgüsü, kültürü vardır. Borsa da bilgi, görgü, para işidir. Borsacı da, sermayesi olan, bilinçli risk alabilen, bilanço okumayı, dünyayı ve ekonominin gidişini okumayı bilen adamdır.
Dünyanın en zor, en çok bilgi gerektiren yeri borsadır. Borsa beladır. - Küçük yatırımcı dediğiniz adam züğürttür, parası yoktur, bilanço bilmez. Bunlar bu işi bilgisiz, görgüsüz, parasız yaparız zannederler.
At yarışı gibi tüyo bekleyen adamdan borsacı olmaz. Bunlar kendilerini profesyonel zanneder. Yaptıkları da borsada oynamaktır. Borsa oyun yeri mi? Bunların istediği oyun yeridir, borsaya hiçbir faydaları yoktur. Bunlar müritlerdir.
Borsa cahil yeri değildir, bilen gelsin. - Kalite varsa eskiyince antika olur. Kalite yoksa eskiyince hurda olur. Bu her zaman geçerli ölçüdür.
- Yatırımcı yabancı, ABD'li ise foncu oluyor; yerli bireysel ise rantiyeci oluyor. Baştan ayrımcılığa gidiliyor. Biri gavur parası, diğeri müslüman parası. Biri rantiyeci, diğeri yatırımcı oluyor. Bu yanlışlık düzeltilmeli. Cehalet dönemini yaşadık. Şimdi olgunluk dönemindeyiz." İMKB'nin 7'nci Komisyoncusu, 43'üncü Borsa Üyesi
Musfata Yılmaz, ziyaretimizde, şu sözü, kendi durumunu anlatmak için kullanmıştı:
"Bestenin en güzel yerinde bir tel kopar; nağme yarım kalır."
Yayın tarihi: 13 Mayıs 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/13//haber,223769CE99D94B20AA7C14202B4B61B1.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.