kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Kadro mu, vizyon mu?

CHP'nin yeniden açıldığı 1992'den bu yana iki kısa kesinti dışında Genel Başkanlığı yürüten Deniz Baykal bugün başlayacak 30'uncu Olağan Kurultay'da bir kez daha güven tazeleyecek.
Kimi siyasiler ve gözlemciler CHP'nin yüzde 20-21 aralığında hapsolan oy oranını artırmasının, yani silkinmesinin başta lider olmak üzere yönetim kadrolarının yenilenmesinden, gençleştirilmesinden geçtiğini savunuyorlar. Saygı duyuyoruz ama pek katılmıyoruz.
Bize göre CHP'nin lider değişikliğinden çok veya lider değişikliğinden önce vizyon yenilemeye, yeni bir kimlik kartı hazırlamaya ihtiyacı var.
Bunun için de öncelikle yeni bir Parti Programı gerekiyor. Zira yürürlükteki program 1994'te hazırlandı.
Oysa 1994'ten bu yana geçen sürede Türkiye iki büyük ve bir küçük ekonomik kriz geçirdi: 1995, 2000 ve 2001'de. Son büyük krizin ardından Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı "Ekonomiyi yeniden yapılandırma programı" uygulamaya konuldu.
1994'ten bu yana geçen sürede Türkiye bir postmodern darbe yaşadı, ardından halk birçok partiyi tasfiye ederek toplum mühendislerinin planlarını bozdu, siyaseti kökünden değiştirdi.
1994'te Türkiye AB'ye aday bile değildi, bugün "Üyelik müzakereleri yürüten ülke" statüsünde.

Programda neler var?
Geçen 14 yılda Türkiye müthiş bir evrim geçirdi ama CHP Programı "Statükonun simgesi" olarak aynen kaldı. Ve de geçerliliğini büyük ölçüde yitirdi. Bakın o programda neler var:
- İdam cezasının kaldırılması isteniyor.
- DGM'lerin lağvedilmesi gerektiği belirtiliyor.
- MGK'nın "Sivil otorite üzerindeki demokrasi ile bağdaşmayan üstün konumuna son verilmesi" zorunluluğu ifade ediliyor.
- Vatandaşın "Bilgi hakkı"na sahip olması talep ediliyor.
- Halkın Meclis çalışmalarını TV'den izlemesi öneriliyor.
- Merkez Bankası'nın özerkleştirileceği sözü veriliyor.
n Büyük kentlerde hızlı tren, hafif raylı sistem ve metro ağları kurulması zamanı geldiğinden söz ediliyor.
- Özel sağlık sigortası sistemi kurulması için gerekli imkânların yaratılacağı anlatılıyor.
- SSK'nın sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinin ayrılması öneriliyor.
- İşsizlik sigortası sisteminin getirileceği duyuruluyor.
Tüm bu talepler, öneriler veya vaatler (Örnekleri daha da çoğaltabiliriz) Türkiye'de hayata geçirildi. Bir bölümü yıllar önce, bir bölümü son dönemde.

Dünya o dünya değil
Yani CHP Programı, partinin yol haritası olmaktan çıktı; Türkiye'nin 1990'ların başındaki dramatik tablosunu yansıtan belge haline geldi.
Üstelik o programın -en azından-ekonomik felsefesi de eskidi, geçerliliğini büyük ölçüde yitirdi. 1994'te kapitalist sistem "Üretim ekonomisi"ne dayanıyordu, bugün ise "Finans ekonomisi"nin mutlak egemenliği var. Dünyayı "Casino"ya çeviren acımasız bir sistemin yarattığı yeni sorunlarla, yeni adaletsizliklerle boğuşuyoruz. Açlıktan sosyal kazanımların yitirilmesine kadar uzanan bu yeni sorunlar, yeni çözümler dayatıyor.
Ayrıca dünya 1994'teki dünya değil. Ortadoğu'dan Avrupa'ya, Latin Amerika'dan Uzakdoğu'ya kadar tüm gezegen köklü değişimden geçti, geçiyor.
Kısacası, CHP'nin önce toplumla "New Deal", yeni bir sözleşme yapması gerekiyor.
Kadrolarından önce politikalarını, halka önerdiği reçetelerini sorgulaması gerekiyor.
Halkın kafasını karıştıran kavram kaosuna son vermek için ideolojik kimliğini somutlaştırması gerekiyor.
Çünkü Fransız politikacı ve meslektaşımız Françoise Giroud'nun dediği gibi, "Solun iktidar düşlerine değil, yeni düşlere ihtiyacı var."