Avrupa'nın Kudüs'ü Bosna gözyaşlarını sildi

Modern kıta Avrupa'nın kar beyazı gelinlikli kızıydı Bosna. Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra dünya tarihinin en uzun kuşatmalarından birini yaşadığında büyük Sırbistan hayalini kuranlar 11 binden fazla Müslümanın kanıyla kirlettiler beyaz gelinliğini. 1995'te biten kanlı savaş gelinliğiyle ölen Bosna ardında kanlar içinde yaralı bir bebek bıraktı. Beyaz kumaş ölülerinin doldurup taşırdığı mezar taşlarına dönüşmüştü bu kez. Sessiz Bosna ölülerine ağlayan yaralı bir bebekti artık. Bosna Hersek dediler bu yaralı bebeğe. Savaştan sonra geçen 13 yılda tıpkı yüzyıldır olduğu gibi, üç dinin de üç halkın da barış içinde yaşadığı bu bölgede yeni bir ülke doğdu küllerinden yeniden. Osmanlı hakimiyetinde geçen 500 yılın köklü izlerini taşıyan Bosna Hersek her doğan güne daha içten gülümsüyor artık. İstanbul'dan ülkenin başkenti Saraybosna'ya 1 saat 45 dakikalık bir uçak yolculuğuyla ulaşılıyor. Saraybosna'nın 'eski şehir' denilen meşhur Başçarşısı turistlerin ilk gittiği yer. Meydandaki sebil çeşmesi, Gazi Hüsrev Bey Camii'yle tam karşısındaki medrese, esnafı ve özgün mimarisi ile Eminönü'nü andırıyor. Başçarşı'dan yukarı doğru çıkan Arnavut kaldırımlı dar sokak görülmeye değer. Ülkenin kurucusu Aliya İzzetbegoviç'in anıt mezarının bulunduğu tepeye giden yolda el zaanatkârlarının küçük dükkânlarını dışarıdan izlemek bile tarif edilemez bir zaman yolculuğu fırsatı tanıyor size. Başçarşı'nın dar sokaklarında ilerlerken 'burek' yazan tabelalar hiç de bize uzak olmayan bir tadın sinyalini veriyor. Sıcak Bosna halkının lezzetli böreğini tattıktan sonra tıpkı bizimkilere benzeyen kahvehanelerden birine dalıp Bosna kahvesi içmemek olmaz. Bosna Savaşı sırasında bombalanan binaların üzerinde hâlâ görünen kurşun delikleri savaşın soğuk esintisiyle içimizi üşüttüğü anda güzel Saraybosna'yı tankla değil, sularıyla kuşatan Miljacka nehrinin 'yeşil gözleri' imdadımıza yetişiyor. Akşam saatlerine doğru çan sesleri ezan seslerine karıştığında Bosna Hersek'in savaş için seçilen en kötü sahne olduğunu bir kez daha düşünüyoruz.

HODZİÇ'İN RESTORANI
Galatasaray'da 80'li yıllarda oynayarak Türkiye'de gol kralı olmuş Tarık Hodziç'in sahibi olduğu restorana mutlaka uğrayın. Hodziç'in restoranın bulunduğu binanın yan cephesini Galatasaray renkleriyle boyattığını görünce ister istemez