kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Muhtıra, haber vermek değil mi?

Emekli Oramiral Yener Karahanoğlu, 367 kararı öncesi Anayasa Mahkemesi üyesi Tülay Tuğcu'yu arayıp "Karar çıkmazsa darbe olur" dediği yolundaki haberleri yalanlamış.
Karahanoğlu, iddiaları yalanlarken "darbe yapmanın kurallarından" bahsetmiş.
Kanun yapmak gibi, darbe yapmanın da kuralları varmış meğerse.
Karahanoğlu, bu kuralları açıklamamış nedense, açıklarsa bütün Türkiye darbe yapma prosedürünü öğrenir sayesinde.
Ayrıca, "Haber vererek darbe yapılır mı?" diye sormuş.
Haber verilerek darbe yapılmazsa, 27 Nisan gecesi Genelkurmay sitesine emuhtıra neden konulmuş, bunu anlatır mı acaba?
Konulması yetmiyormuş gibi, kimi gazetecilere konulacağına ilişkin "haber de verilmişti."
Bu aslında, "Karar çıkmazsa darbe yapacağız" diye haber vermenin Türkçesiydi.
Yani, hem haber verilmiş, hem gözdağı.
Kime verilmiş peki?
Önce Anayasa Mahkemesi'ne, sonra da siyaset kurumuna.
Sonuç da hemen görülmüş.
Anayasa, gerekçesi, kuralları vs. zorlanarak Cumhurbaşkanı seçimi için 367 milletvekilinin hazır bulunması kuralı getirilmiş.
Haber yerine ulaşmış ama haberi "göbeğini kaşıyan adam"lar anlamış, gidip yine AK Parti'ye oy vermiş, hem de cumhurbaşkanını seçmesine kafi gelecek bir çoğunluk sayısıyla.
Özetlersek, Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor.
Militarist çözüm yanlılarınca, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin kınama kararı bile küçültülmeye çalışılıyor.
Oysa, Cengiz Çandar'ın dünkü yazısında vurguladığı gibi, bu karar Sosyalist, Liberal, Hıristiyan Demokrat ve Birleşik Sol'un grup başkanlarının katılımıyla alınmış.
Yani, bu adamlar gruplarını bağlayan bir karara imza atmış.
Onca çarpıtma çabasına rağmen, karar orada duruyor ve saklamadan, gizlemeden haber veriyor: Bu gidişle Türkiye, Yunanistan'ın ardından Konsey ile ilişiği kesilen ikinci ülke olabilir diye.